Fıkıh | Konular

Islamiyetin uygulanmadigi yerde cuma namazinin farz olup olmadigi hakkinda çeliskili sözler söylenmektedir.

Cuma namazı hicretten önce farz kılınmıştı.
Ancak müslümanların durumu çok nazik olduğundan Mekke'den
önce Medine'ye yakın Naki' al-Hadimat isimli bir köyde kılındı.
Ve ilk cuma namazını kıldıran Es'ad bin Zürare olmuştur.
Peygamber (sav) ilk cuma namazını Mekke'den Medine'ye hicret
esnasında Kuba ile Medine arasında beni Salim bin Avf'a ait bir
vadide kıldırdı. Kılınan her iki cuma namazı
da henüz İslam devleti meydana gelmeden evvel olmuştu ve tabi'i
olarak İslam şeriatı da hakim değildi. Cuma
namazı diğer namazlar gibi bir namazdır. İslam
devletinin oluşu ve şeri'atın uygulanması ile hiç bir
ilgisi yoktur. Hiç bir ayet ve hadis veya mezheb cuma namazının
bir yerde kılınabilmesi için İslam devletinin hakim
olmasını veya İslam şeri'atının tatbik
edilmesini şart koşmamıştı. Hanefi mezhebinde
üç kişi, Şafii mezhebinde de kırk kişi bi-ittifak küfr
diyarı sayılan "mesela: Birleşik Amerika'da? bulunsa
yine cuma namazını kılacaktır. Ancak Hanefi mezhebinde
cuma namazı kılınan yerde müslümanların emiri veya
temsilcisi varsa düzeni korumak için onun emriyle olacaktır. Emir
yoksa, müslümanların uygun gördükleri bir kimse onlara cuma namazını
kıldıracaktır.


Müslümanların emiri bulunduğu halde cuma namazını
kılmak için cema'at kendi kendine bir imam ta'yin edemez, etse de
nazar-ı itibare alınmaz. Ve kılınan cuma namazı
sahih değildir. (Şafii mezhebinde cuma namazında emir'in
tayini şart değildir). Amma emir olmazsa halk cuma
namazını kıldırmak için bir imam tayin edip cuma
namazını kılacaklardır.


Hatta müslümanların başındaki emir cuma
namazını kıldırtmayıp yasaklasa müslümanlar,
imkanı varsa onun sözüne bakmadan ve iznini almadan da cuma namazını
kılacaklardır.


Ayrıca bir gayr-i müslim, İslam diyarını istila
edip müslümanların başına geçerek müslüman bir kimseyi
Vali (veya Kadı veya müftü) olarak ta'yin ederse bu zat
müslümanlara cuma ve bayram namazını
kıldıracaktır.


Binaenaleyh şu veya bu memlekette cuma namazı
kılınmaz deyip halkın inancını bozup sarsmak,
kutsal cuma namazından halkı soğutmak doğru
değildir. Düşmanın bize yapmak istediği şey de
budur. Şu veya bu memleket darü'l-harb de olsa cuma namazını
kılmak mecburiyetindeyiz.


Peygamber(sav) buyurdu ki: Ehemmiyet vermiyerek üç cuma namazını
terk eden kimsenin kalbini Allah (c.c.) mühürler (Kütüb-ı Sitte,
Hakim).


"Cuma namazlarını bırakmaktan vazgeçsinler. Yoksa
Allah kalbleri üzerine mühür basar, sonra gafillerden olurlar"
(Müslim, Nesai, Ahmed).


Konular