Fıkıh | Konular

Süslenme

Başkalarının gözüne hoş gelir düşüncesiyle
insanın kendince güzel elbiseler giymesi, elbisesine veya vücuduna
takılar takması, vücudunun bazı yerlerini boyaması
veya saçını, sakalını,
bıyığını daha güzel görünüme sokmak için
şekil vermesi, kısaca "güzel" görünmek için her
türlü nesneden yararlanması.


Kur'ân-ı Kerim'de, " De ki; Allah'ın kulları için
çıkardığı süsü ve güzel rızıkları
kim haram etti? De ki; O, dünya hayatında inananlarındır;
kıyamet günü de yalnız onlarındır." Işte
biz, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz"
(el-A'raf; 7/32) ayeti müslümanların süslenmesini helal kılmakta;
bunu yapmanın karşısında olanları ise helali
haram yapmaya teşebbüs ederek haddi aşmakla suçlamaktadır.
Bir diğer ayette, denizden çıkarılan süsler, Allah'ın
bir nimeti olarak zikrediliyor; "... inci ve mercan çıkar"
(er-Rahmân, 55/23). Kadınların süslenmeye yatkınlığına
değinilen bir başka ayette ise, onların bu özelliği
tabiî karşılanıyor; "Süs içinde yetiştirilip mücadelede
açık olmayan..." (ez-Zuhruf, 43/18). "Ahirette müslümanlara
vadedilen Cennet ise göz kamaştırıcı güzelliktedir;
gözlerinin hoşlanacağı ne varsa oradadır
"(ez-Zuhruf, 43/71); "Orada yaslanılacak koltuklar, ipekli
elbiseler, gümüş kaplar billur kâseler, zencefil karısımı
kâseler, atlastan elbiseler, bilezikler vardır, ne yana bakarsan bak
ulu bir saltanat" (el-Insan, 76/11-22):


Müslümanlara helal kılınan süslenmenin sınırları
vardır; süslenen, güzelleşerek alımlı hale gelen
insan, gurura kapılmamalı; kendisine verilen bu nimetin
Allah'tan olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır.
"Yeryüzünde kabara kabara yürüme. Çünkü sen yeri yırtamazsın;
boyca da dağlara erişemezsin" (el-Isra, 17/37) buyuran
Allah, müslümanlardan alçak gönüllü olmalarını istemekte;
gurur ve kibrin şeytanın bir özelliği olduğunu
hatırlatmaktadır.


Müslüman, yeni ve güzel bir elbise giydiği zaman
insanların arasında gururlu bir şekilde yürümek yerine,
Hz. Peygamber'in talım buyurduğu gibi, "Benim hiç bir
güç ve kuvvetim olmaksızın bunu bana giydiren Allah'a hamd
olsun! bunun hayrından ve bunun kullanıldığı iyi
işin hayrından senden isterim; bunun şerrinden ve
kullanılacağı kötü işin şerrinden de sana
sığınırım" (Sünen-i Ebu Davud, IV, 717)
demelidir. Bir başka hadiste, insanlar karşısında
üstünlük sağlamak düşünceşiyle giyinenlerin
kıyamet günü rezillik elbisesi giyeceği (a.g.e., 720) haber
verilmektedir.


Giyimde asıl olan, tesettüre riayet etmek ve elbisenin temiz
olmasıdır. Sade, fazla gösterişli olmayan, insanların
arasında göze batmayacak doğal bir görünüm, giyinmenin
normal olanıdır.


Erkeklerin süslenmesi: Müslüman erkekler ipekli elbise giyemezler,
bu onlara haramdır. Hz. Peygamber ipek giyinen erkekler için
"Ümmetimden gelecekte bir takım milletler çıkacak; ipek
ve atlası helal sayacaklar. (Bazı sözler söyledi ve) onlardan
sonra geleceklerden bir kısmının suretleri maymun, domuz
olarak kıyamete kadar değiştirilecek" (a.g.e., 726)
buyurmakta ve ipeği "ahirette nasibi olmayanların
giyineceğini" (a.g.e., 727) bildirmektedir.


Islam, erkeklerin saç, sakal ve bıyıklarını
başıboş bırakmamasını ister. Rasûlüllah'ın
saçlarını taradığı,
yağladığı bazan uzatıp bazan
kısalttığı bildirilmekte; saçı başı
dağınık olan bir adam için "Şu şahıs
saçını yatıştıracak birşey bulamaz
mıydı?" (a.g.e., 740) diye sitem ettiği rivayet
edilmektedir. Temiz ve bakımlı tutmak ve toplumla ters düşecek
kadar aşırıya kaçmamak şartıyla saçlar uzatılabilir.
Sakal avuçlandığı zaman dışarıya
taşmayacak kadar uzatılıp, bıyıklar ise
dudakların kırmızılığını
kapatmayacak şekilde kısaltılmalıdır. Bu
ölçüler Rasûlüllahın sünnetidir. Ayrıca Rasûlüllah'ın
sakalını boyadığı da bize gelen rivayetler
arasındadır. Abdullah Ibn Ömer, "Ben Rasûlullahın
sakalını sarıya boyadığını gördüm.
Rasûlüllah'a sarı renkten daha sevimli bir renk yoktu..."
demiştir (a.g.e., 741).


Güzel koku erkekler için sünnettir. Rasûlüllah sürekli olarak
güzel koku kullanır ve bunu Ashabına da tavsiye ederdi:
"Dikkat! Erkeklerin kullanacağı koku, renksiz ve kokusu
fazla olandır..." (a.g.e., 731).


Erkeklerin kullanmasına izin verilen ve Rasûlüllah'ın da
kullandığı diğer bir süs de göze sürme çekmedir.
O'nun bir diğer sünneti ise gümüş yüzüktür.


Kadınların Süslenmesi: Kadınlara,
yabancıların yanında ve sokağa çıktıkları
zaman örtünmeyi emreden Islâm, onlara erkeklerin dikkatini çekecek
şekilde kıyafet giymeyi yasaklamış;
konuşmalarına ve yürüyüşlerine dikkat ederek kötü bakışlara
hedef olacak tavırları sergilemelerine izin vermemiştir.
Kadınlar, ince, dar, fazla süslü elbiseler giyemez; erkekler gibi
giyinemez ve kokulanamazlar. Kadınlar ancak kocalarının
yanında süslenebilirler. Bu ölçüler
ışığında;


Kadınlar ipek elbise giyebilir, altın kullanabilirler. Hz.
Peygamber bir hadisi şeriflerinde el ve ayaklarına kına sürünmelerini
tavsiye etmiştir. Kadın, kocasının yanında güzel
kokular sürünüp güzelleşebilir, güzelleşmelidir.


Müslüman erkeklerin ve kadınların evlerinde ve
elbiselerinin üzerinde putperestlik eseri taşıyan canlı
resimlerin bulunmaması gerekir. Bir hadis-i şerifte, "Gerçekten
melekler, içinde suret bulunan eve girmez" (a.g.e., 796)
buyuruluyor. Müslüman erkekler kadınlara özenmekten ve kadın
elbisesi giymekten, kadınlar da erkeklere özenmekten ve erkek
elbisesi giymekten alıkonulmuşlardır; "Rasûlüllah
kadın elbisesi giyinen erkeğe, erkek elbisesi giyinen
kadına lanet etti" (a.g.e., 764). Müslümanlar gayrı müslimlerin
giyimlerini kendilerine örnek alamaz, onlar gibi giyinemezler.
Müslümanların günümüzde moda adı altında kâfirlerin
âdetlerine göre hazırlanmış elbiseleri giymekten
sakınması gerekir. Ayrıca müslümanlar "dişlerini
inceltmekten, vücuda dövme yaptırmaktan beyaz kılları
yolmaktan... nehyedildiler" (a.g.e., 732).


Konular