Fıkıh | Konular

Yikanma (gusül)

Gerektiğinde, hiç kuru yer kalmamak üzere baştan ayağa
yıkanmaya gusül denir ki, biz onu hep dilimizdeki "yıkanma"
kelimesi ile anlatacağız. Yıkanma da abdest gibi bedeni
maddi kirlerden temizledigi gibi, cünüplük denen hükmî pislikten de
temizler. Esas gayesi de budur. Yani insanın bedeni, maddî pislik ve
kirden temiz olsa bile, cünüp olduğu zaman yıkanması
şarttır.


Yıkanmayı gerekli, yani farz kılan şeyler beş
maddede toplanabilir: Meninin, yani ersuyunun yerinden şehvetle
ayrılması. Bu, kadın için de erkek için de aynıdır.
Çünkü erkekler bakmakla, düşünmekle, elle boşalabileceği
gibi, kadınlar da hazneye birşey sokulmadan bile, meselâ okşamakla
ve tahrik etmekle boşalabilirler. Uyanan kimse kilotunda ya da
yatakta islaklık gördüğünde rüya hatırlamasa bile
yıkanır. Bu da her iki cins için geçerlidir. Kadın,
âdeti sona erdiğinde, lohusalığı sona erdiğinde.
Sağ bir kimsenin önünden ya da arkasından birine, erkek cinsel
organının sünnet yerine kadar olan kısmı yani basçıgı
girdiğinde, boşalma olsun olmasın, yapana da yapılana
da yıkanmak farz olur. Boşalma olmadan görülen rüya yıkanmayı
gerektirmez. Kadınlarda şehvetsiz gelen akıntılar,
özür kanı ve erkeklerde de vedî ve mezî yıkanmayı
gerektirmez. Bu sayılanlardan ötürü sadece abdest alınır.
Vedî genellikle idrârını yaptıktan sonra parça parça
gelen ve meniye benzeyen koyu maddenin adıdır. Sebebi çoğunlukla
soğuk almadır. Mezi ise oynaşmalarda organın
uyanmasıyla gelen ince ve telli sıvının
adıdır.


Yıkanmanın farzı üçtür: Ağzı yıkamak,
burnu yıkamak, bütün bedeni yıkamak.


Yıkanmaya niyet ve besmele ile başlamak, başlarken edep
yerini, pis olmasa dahi yıkamak, yıkanmaya başlarken normal
bir abdest almak ve ayakları su biriken bir yerde ise sonunda
yıkamak, bedeni yıkamayı üçlemek ve her seferinde suyu
bütün bedenine yayıp ilk döktügünde ovalamak, suyu dökerken
önce baştan, sonra sağdan, sonra soldan düzenine uymak... gibi
şeyler yıkanmanın sünnetidir. Bu sıralama aynı
zamanda, nasıl yıkanılır? sorusunun da
cevabıdır.


Abdestin edepleri, yıkanmanın da edepleridir. Ancak
yıkanırken edep yerleri peştemalgibi bir şeyle
örtülü olmazsa kıbleye dönmez. Yıkanırken yalnız
olsa bile örtünmeye çok dikkat eder. Çünkü "Allah, utanılmaya
daha lâyıktır"(Beyhakî, es-Sünen el-Kübrâ I/199)
Küçük banyolarda peştemalsiz de yıkanabilir.


Yine abdestte mekruh olan şeyler yıkanırken de
mekruhtur. Fazla olarak dua okumak da mekruhtur. Çünkü yıkanılan
yer vücudun pis suyunun aktığı yerdir.


Arefe günü, bayramlar, ihram ve cuma için yıkanma sünnettir.
Farz ve sünnet olan yıkanmaların dışında Kadir
Gecesi, yağmur duası ölü yıkama gibi meşru
işler için yıkanma ise müstehaptır.


Yıkanmayı emreden âyette, aırılık ifade eden
kalıp kullanıldığından, yani "tertemiz
yıkanın" dendiğinden, bedenin zorlanmadan
yıkanabilen heryerini; kulak, göbek, bıyık, kaş,
sakal arası, keçeleşmiş de olsa baştaki saçlar,
yuzük altı, kürdan gibi bir alet sokmadan su girebilecekse küpe
delikleri, hamur, oje gibi cirmi olan maddelerin koparılmak suretiyle
altı, burnun içi, hattâ burundaki kurumus kirin altı,
ağız, kadının fercinin dış kısmı,
en az bir defa yıkanmalıdır. Kadının, fercinin iç
kısmının yıkanması farz değildir,
dolayısı ile yıkanırken parmağını
fercine sokmaz.


Gözünün içini, tıkanmış küpe deliğini,
kadının saçları örgülü ise örüğünün içini,
sünnetsiz erkeğin kılıfının içini yıkaması
farz değildir. Örgülü saçların diplerini ıslatmak
yeter. Ancak saçları örgülü olmayan kadın ve saçları
örgülü olan erkek saçları da ıslatmak zorundadır.
Kınanın bıraktığı renk gibi cirmi olmayan
boyalar, kir, pas, sıvı yağ, toz, tırnak kiri, bit ve
pire pisliği, mesleği boyacılık olanın
ellerindeki boya yıkanmaya engel olmaz.


Su bulamadığı için, ya da bulduğu halde
soğuk, namahremden sakınamamak, şaibe altında kalmak,
suyu biterse içmeye su bulamamak gibi endişelerden ötürü yıkanma
yerine bir teyemmüm yapar ve abdest alarak ibadetlerini sürdüiür,
imkân bulduğunda da yıkanır. Yıkandıktan sonra
teyemmümle kıldığı namazlarını tekrar
kılması iyidir.


Yıkanması gereken kimse, yani cünüp (âdetli ve lohusa kadın
da aynıdır) Mescide giremez. Kur'ân kastıyla bir âyetten
az da olsa Kur'ân okuyamaz, duâ kastıyla Kur'ân'daki duâlardan
okuyabilir, öğrenmek maksadıyla aralarını açarak
kelime kelime okuması câizdir. Mushafa ve âyet yazılı
herhangi bir şeye, bitişmemiş kılıfı olmadan
el süremez, ayrı kılıfla ya da örtü ile tutabilir.
Yemesi ve içmesi helâldir. Bunun için ellerini yıkar ve
ağzını çalkalar. Çalkalamazsa hafif de olsa mehruh olur.
Cünüp erkek, hanımıyla yıkanmadan sonra tekrar cima
edebilir. Ancak rüyalanarak (ihtilam) cünüp olmuşsa, cima etmek için
yıkanması güzel olur.


Konular