Fıkıh | Konular

Kadinin yakinlarini ziyaret hakki

Kocanın izni olmasa dahi kadının kendi anne ve
babasını ziyaret için evden çıkma hakkı var
mıdır?


Bu konuyu açıklamadan önce şu noktaya işaret et
etmemiz gerekir: Müslümanın evi Kur'an ifadesi ile bir "sükûn"
ve sekînet yuvasıdır.Müslüman erkek dünya yorgunlukları
ve stresinden kurtulmak için huzuru evinde arar. Gerçekten de erkek
için en büyük ferahlama ve huzur yeri evidir, âilesidir. O hanımından
emindir, hanımı da ondan emindir: Ilişkileri güven esası
üzerine kuruludur. Bu, ideal ve ütopik bir roman değil, pek çok
müslümanın fiilen yaşadığı bir hayattır.
Yaşamayanlar buna ne inanabilir, ne de anlayabilirler. Bir iki sene
kadar önce meşhur bir aktristimizle bir dergide yapılan bir röportajı
okumuştum. "Kocanızın sizi aldatıp başka bir
kadınla beraber olduğunu duyarsanız ne
yaparsınız?" tarzındaki bir soruyâ şu
cevabı veriyordu: "Karısını aldatmayan erkek
olmaz. O kadarına elbette göz yumulur. Ama bunu alenen yapar ve
onurumla oynarsa, ben de onu cezalandırırım." Gerçekten
de Islam'la şereflenmeyenlerin eşini aldatmaması normal
dışı bir olaydır. Onlar kendilerini buna tahammüle alıştırmak
zorundadırlar. Oysa "taaddüt"e karşı olanlar da
onlardır.Allah kadınlarla maruf vechile (akl-ı selim ve
şeriat ölçülerine göre güzel bilinen ölçülerde)
geçinilmesini emreder.(K. Nisâ (4) 19) Insanın
yakınlarını görmesi, gözetmesi, ziyaret etmesi hem
şeriatın, hemde fıtratın istediği bir
şeydir. Binaenaleyh, müslüman ve anlayışlı bir aile
reisinin herhangi bir ciddi sebep yokken buna mani olması, az önce işaret
ettiğimiz "Onlarla maruf vech ile geçinin" ilâhî emrine
uymaması demektir. Keza Rashûlullah Efendimiz: "Birinin hanımı
mescide gitmek isterse ona mani olmasın" (Buhari, ezan 166,
nikah 116; Müslim, salât 134)Kadınlara hitaben: "Allah ihtiyaçlarından
dolayı çıkmanız için size izin vermiştir"
buyurmuşlardır.(Buhari, nikah 115) Allah (c.c.) Kur'an-ı
Kerim'de "anne-babâya iyiliği" kendisine şirk
koşulmamasıyla beraber istemiş,(K. Isrâ (17) 23) Onlarla
iyiliği emrederken de, sadece çocuklarını şirke
zorlama halini istisna etmiştir.(K. Lokmân (31) 15) Yani bu halin dışında
herkes annesiyle Babasıyla "Dünyada maruf vechile beraberlik
kurmak zorundadır." (aga) Durum bu olunca, azıcık Islâmî
bilgisi ve bir nebze anlayışı olan koca için mesele,
hukuki müeyyidelere bâşvurmadan, ahlâkî ölçülerle kolaylıkla
halledilir. Eğer mesele mahkemelik olmuşsa, ipler zaten iyice
gerilmiş demektir. Ama ahlâki ölçülerle bağımlı
olmayan koca, hukukî zorlamalardan etkilenebilir. Işte bu noktada
Hanefi fıkhına göre mahkemenin vereceği karar şudur:
Kocanın karısını her cuma (haftada bir) ziyârete
gitmekten alıkoyma hakkı yoktur. Karısının annesi
Babası kâfir de olsa durum böyledir. Bazılarına göre bu,
annesinin babasının kendi yanına gelmemeleriyle
kayıtlıdır. Yani kadının anne-Babası
kendisini ziyarete gelebiliyorlarsa, koca karısını onlara göndermeyebilir,
ancak onların gelip kendi evinde kızlarını haftada bir
ziyaret etmelerine mânî olamaz. Anne-baba dışındaki
mahremlerde bu süre bir yıl olarâk belirlenmiştir.(Ibn
Âbidîn NI/602-603; Mavsilî, ihtiyâr 534; Vehbe, el-Fıkhu'1- Islâmî
VN/336) Ancak bu süreler nasla değil, zamanın örfü (maruf
olan ölçüsü) ile sabit olduğundan, her yerin örfüne göre değişebilir.
Şâfi ve Hanbelîlere göre ise durum biraz farklıdır: Koca
karısını, onun için önemli olan konularda dahi evinden çıkmaktan
alıkoyabilir. Bu önemli konular ebeveynini ziyaret, onları
hastalıklarında bakma, cenazelerinde bulunma olsa da farketmez.
Ahmed b. Hanbel; annesi hasta olan bir kadının, eğer
kocası müsâade etmiyorsa, kocasına itaat etmesi, annesine
hasta ziyareti yapmasından daha kuvvetli vâciptir, der. Ama izin
verirse ne âlâ.(Ibn Kudame, el-Mugnî VN/20; Vehbe, agk.) Böylece onlar
da, ahlâkî davranış gereği(bunu diyaneten de diyebiliriz)
kocanın karısına anne-babasını ve
yakınlarını ziyaret konusunda izin vermek
zorunda.olduğunu kabul ediyorlar demektir. Bunu da şu
şekilde ifade ediyorlar: Kocanın karısını,
valideynini ziyaretten ve hastalıklarında uğramaktan
alıkoyması (ahlâken) uygun olmaz. Çünkü bu, sıla-i
rahimi kesme ve "maruf vech ile muâmele" etmeme anlamı
taşır:(Ibn Kudâme, agk. Mûellif burada Hanbeli ve Şafi görüşlerine
delil olmak üzere bir hadis nakleder, doğrusu sıhhati
araştırılmaya değer: "Ibn Batta'nin Ahkâmü'n-nisâ
da Enes'ten naklettiğine göre: Bir adam yolculuğa çıktı
ve karısınında evden çıkmasını
yasakladı. Arkadan karısının Babası
hastalandı, o da onu ziyaret için Rasûlüllah'tan izin istedi
"Allah'tan kork, kocana muhalefet etme" buyuruldu. Derken Babası
öldü, kadın babasının cenazesinde bulunmak için
Rasulüllah'tan izin istedi. "Allah'tan kork, kocana muhalefet
etme" cevabını aldı. Bunun üzerine Allah onu kocasına
itaatından ötürü affettiğini Rasulüne vahyetti." Bu iki
mezhebin konu hakkındaki görüşlerinin dayanaklarından
biri bu hadistir,ama, bunun sihhati konusunda kulağı
tırmalayan yönleride erbabı için açıktır.
Araştırıla.)


Konular