Fıkıh | Konular

Koguculuk

Bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylemiş
bulunduğu bir sözü ya da o kimseye yönelik yapmış
bulunduğu bir işi-gördüğünü veya duyduğunu öne
sürerek- ulaştırma, aktarma, götürme işi... Söz taşıyıcılık...


Gıybette, bir kimse hakkında konuşma vardır.
Konusulanın konuşanları ilgilendirip ilgilendirmemesi, veya
doğru olup olmaması da gıybet fiilini
değiştirmez. Eğer konusulanlar yalansa, hem gıybet hem
iftirâ edilmiş olur. Konusulanlar doğru ise, gıybet
yapılmış olur. Koğuculukta ise, anlatılan
şeyler kendisi ile konusulan kimseyi ilgilendiren bir konuda
olmaktadır: "Senin hakkında şunu dedi veya senin
aleyhinde şunu yaptı" gibi... Kendisine söz götürülen
kimsenin sıradan biri olması ile herhangi bir konuda yetkisi
bulunan bir görevli olması arasında fark yoktur. Bu
bakımdan jurnalciler ve ihbârcılar da "koğucu"
konumundadır. Ancak, Allah için yapılan şahitliktir ki,
bunun dışındadır.


Arapça'da, daha doğrusu hâdişlerde, türkçedeki koğuculuk
kelimesini ifade edici iki ayrı kelime
kullanıldığını görürüz: Nemime ve katt.. Bu işi
yapanları tanımlamak için de nemmam ve kattat kelimeleri kullanılır.
Süfyan'ın kattat ile nemmamı eş anlamlı görmesine
(Tirmizi, Birr ve'ssıla, 78) karşılık, Hâfız
el-Münzirî bu iki kelimenin daha farklı anlamlara geldiğini
belirtmiştir. O'na göre, nemmam, bizzat gördüğü ya da
sözün sahibinden duyduğu şeyleri ilgilisine
taşıyandır. Kattat ise, başkalarından
duyduğu şeyleri götüren kimse olmaktadır (Tergib ve
Terhib, Çev.A.M.Büyükçınar, V, 386).


Islâm dininde koğuculuk hoş görülmemiş ve bu durum
hem âyetlerde, hem de hâdişlerde belirtilmiştir. Nitekim:


"Vay haline, diliyle çekiştirip alay edenlerin
hepsinin" şeklinde anlamlandırılan "Veylün li
külli hümezetin lümezetin" (Hümeze) âyetindeki ?hümeze'
kelimesi yalın bir çekiştirmeden çok koğuculuk
anlamına gelmektedir (Imam Gazalî Ihya, Terc. A.Arslan, VI, s.545)
olmak üzere birçok âlimlerce ifade edilmiştir. Bu iki kelime,
"hemmazın" ve "meşşain binemimin"
şeklinde biribirinin müterâdifi, tamamlayıcısı biçiminde
kullanılmış ve "sözü yaymak için yürüten
hemmaz"lara aldırış edilmemesi, itibar gösterilmemesi
bildirilmiştir (el-Kalem, 68/11).


Bu konuda pek çok raviden gelip de, hemen hemen bütün sahih ve
muteber hâdis kitaplarında yer alan hâdis-i şerifler de
vardır. Sözgelimi, "Koğucular cennete girmeyecektir"
hadisi, ?koğucu' karşılığı
bazılarında ?nemmam', bazılarında ?kattat'
kullanılmış olarak yer almış bulunmaktadır
(Tirmizi, Birr ve Sıla, 78).


Kabır azabına uğratılan iki kişiden birinin
?bevl'den kaçınmayışı, diğerinin de ?koğuculuk'
yapmış olması yüzünden bu azabı gördüklerine dair
hâdis de birçok hâdis mecmualarında yer almaktadır (Sahihi
Buhari Muhtaşarı Tecridi Sarıh, 163 Sayılı
Hadis).


Gazali, işleyicisi ya da söyleyicisinin başkalarınca
bilinmesini istemediği bir şeyi, bu şey suç ve günah değil
de iyi bir iş ya da söz olsa bile, o konu ile ilgilenebilecek bir başkasına
taşımayı da koğuculuk kapsamında görmüştür.
Ve koğuculuğa teşvik eden şey olarak da üç ayrı
etki zikretmiştir: Ya sözü taşınmış olana kötülük
yapılmak istenmekte, ya söz götürülen kimseye yaranmak
amaçlanmakta, ya da konuşan boş şeyler konuşmak gibi
bir alışkanlıktan kurtulamamaktadır.


Ancak, söz taşımanın, lâf götürüp getirmenin koğuculuk
sayılamayacak, kınanamayacak bir türü daha vardır ki, o
da, Peygamber Efendimiz Hazretlerinin "insanların
arasını düzelten ve bunun lain hayır maksadıyla söz
ulaştıran veya hayır kastıyla yalan söyleyen kimse,
yalancı değildir" (Tecrid-i Sarıh Tercümesi, 1156 Sayılı
Hadis) mealindeki hadislerinde belirtmiş olduğu türden olandır.
Şeklen koğuculuğa benziyor olmasına
karşılık, niyet ve maksat bakımından onunla taban
tabana zıt bir davranış biçimi...


Konular