Fıkıh | Konular

Müellifin kitap üzerinde, içindeki bilgiler üzerinde bir hakki var midir?

Mesela, bir kimsenin evi vardır, ben o evin
fotoğrafını çekebilirim ve fotoğraf çekmek için
veya çektim diye para ödemek zorunda da değilim. Herhangi bir
manzaranın fotoğrafını para vermeksizin çekebilirim.
Çünkü sözkonusu şeyler, "mal"
sayılmamaktadır. Ne satılabilir, ne de satın
alınabilir.


Ancak Müteahhirin ulema yani daha sonraki devirlerde gelmiş
alimler buna karşı çıkmışlardır. Her ne
kadar fıkıh kitaplarımız malı ayn (elle tutulup gözle
görülen birşey) olarak tarif etmişlerse de, bu tarif o zamana
göre yapılmıştır, ama zaman
değişmiştir, değişen zamanla birlikte mal mefhumu
da değişmiştir. O tarif o zamana göre yapılmış
içtihadı bir tariftir. O devirde matbaa olmadığı için
herhangi bir yazar, kitabın başkaları tarafından
istinsah edilmesini, çoğaltılmasını, böylece daha
çok insanın eserini okuyup istifade etmesini,
yazdıklarının halk arasında yayılmasını
zaten arzu ediyordu. Üstelik satmaya kalksa alıcı da
bulamazdı.


Matbaa ortaya çıktıktan, kağıt çoğaldıktan
sonra, pek çok şahıs kitap bastırmak suretiyle
alış verişe başladı ve bu iş ticaret haline
geldi. Kitapçılık, yayıncılık,
matbaacılık... birer ticari meslek oldu. Bunları gözönüne
alan zamanımızdaki pek çok alim, zamanın
değişmesiyle mal mefhumunun (kavramının)
değiştiğini beyan etmişlerdir. Buna göre birşey,
ister bir ayn olsun, ister bir menfaat olsun ?mademki fayda veriyor- mücerred
hak da olsa mal'dır. O zaman bu malın alışverişi
sözkonusu olur, şeklinde fetva vermişlerdir. Böylece fetva
veren şahıslardan bazıları şunlardır:
Abdurrahman El-İmadı, El-Lakanı... Bunlar ve aynı görüşte
olan diğer alimler,tabii doğrudan teliften söz etmiyorlar;
örfün değişmesi sebebiyle örfe göre bu hakların
satışı caizdir, görüşündedirler.


Son dönemin meşhur fakihlerinden Mustafa Ahmed Ez-Zerka da,
"mütekavvem olan herşeyin ister ayn olsun, ister hukuk ve
menafi olsun alış verişi caizdir" diye fetva veriyor.


Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Ahmed El-Hacı El-Kürdi de "telif ve
tercüme, dini bir hizmet olduğu için alışverişi caiz
değildir. Bu tür hizmetler sadece Allah rızasını
kazanmak için yapılmalıdır. Ayrıca bunlar her alimin
en önde gelen görevleri arasındadır. Her alim mutlaka hem
lisanıyla hem de kalemiyle İslam'a hizmet etmekle mükelleftir.
Öyleyse hiçbir suretle yazılan veya tercüme edilen eseri satmak
caiz değildir" diyor.


Prof. Dr. Salahaddin Abdullatif isimli alim de, zamanımızda
örfün değişmesi sebebiyle, malın tarifi de
değişmiştir, malın tarifinin içtihadı bir tarif
olduğunu, dolayısıyla mal mefhumunun da
değişmiş bulunduğunu söleyerek Ahmed El-Hacı
El-Kürdi'ye itiraz ediyor. Benim de kanaitime göre, mademki, malın
tarifi içtihadidir.


Zaman ve örf değişmiştir. Öyleyse telif hakkının
varlığından söz edebiliriz. Telif hakkı mal
sayılır. Alış verişi de caizdir. Elbette müellif
veya mütercimin Allah için yazması ve tercüme etmesi icab eder.
Allah için yazmazsa, manen yararlanamayacaktır. Ama piyasaya
arzetmek için de telif hakkını satabilir kanaatindeyim. Zaten
telif veya tercümelerin satışı yeni bir hadisedir.
Matbaanın bulunuşundan sonra ortaya çıkmıştır.
Değilse Selef-i Salihin devrinde var olan birşey değildir.


Konular