Fıkıh | Konular

Sigara

Tütünün ince kağıda sarılı çubuk şekli.
Fransızca ve Ingilizce "cigarette" sözcüğü,
Türkçeye "sigara" telaffuzu ile geçmiştir. Arapça
"duhân" sigara, "tedhîn" ise sigara içmek anlamında
kullanılır.


Sigaranın yapıldığı tütün bitkişi;
yaprakları yakılarak içilen kokulu, keyif verici ve bağımlılık
yapan bir bitkidir. Sigara veya tütün Hz. Peygamber veya müctehid
imamlar döneminde bulunmadığı için, hakkında ne
âyet, ne hadis ve ne de müctehidlerin sözü yoktur. Çünkü tütün
ilk olarak Amerika'daki Antil takım adalarından birinde
bulunmuştur. 1496 M. yılında Kristof Kolomb (1451-1506)
Antil adalarını gezisi sırasında yerlilerin bu bitkiyi
yakarak içtiklerini gördü. Gemicilerden biri; Tobago adalarından
bir örnek alıp Avrupa'da Petros Marden adında bir tüccara
gönderdi. Ispanyol gemicileri 1511 M. yıllarında, bu keyif
verici maddeyi Ispanya ve Portekız limanlarında iyice
tanıttılar. Fransızların Lizbon elçisi olan Jean
Nicot, tütünden elde edilen ve kendi adıyla anılan nikotin
zehirini ilaç olarak kullanmak üzere, tütünü Fransa'ya soktu. 1560
M.'den sonra artık tütün Almanya, Italya, Ingiltere ve sırasıyla
diğer dünya ülkelerine yayıldı.


Yapılan incelemeler tütünün insan sağlığı için
zararlı olduğunu ortaya koymuştur. Sigara içerken içeri
çekilen duman, akciğerin çeperindeki hücreleri zedeleyerek kalınlaştırır.
Hücrelerin esnekliği kaybolduğundan, kuvvetli bir öksürük,
aksırık sonucunda bu cidarlar harap olabilir. Öte yandan içeri
çekilen sigara dumanı damar cidarlarının
kalınlaşmasına yol açar ve damar sertliği
gelişimini hızlandırır. Sigaranın en önemli bir
özelliği de alışkanlık yapması ve içenlerin
bunu bırakamamasıdır.


Sigaranın akciğer kanserine yakalanma ihtimalını20
arttırdığı, kalp enfarktüsü riskini iki katına
çıkardığı, kronik bronşit ve amfizem'e yol açtığı,
tıp tarafından belirlenmiştir. Tütündeki nikotin son
derece zehirli bir maddedir. Az alınınca insanda
uyarıcı, canlandırıcı etkiler yapar, çeşitli
bezlerin salgılarını arttırır, kan
basıncını yükseltir. Sigara dumanından zehirlenme
olmayışının sebebi, sigaranın yanması
sırasında tütünde bulunan nikotinin 1/3-1/7'sinin
ısı etkisiyle buharlaşarak dumanla gitmesi, geri
kalanın da ancak küçük bir bölümünün ciğerlere ve kana
ulaşmasıdır.


Tıpta, haşerata karşı nikotinden
yapılmış toz veya sıvı ilaçlar vardır.


Insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinen
sigarayı kullanmanın hükmü ile ilgili olarak
İslam'ın bir çözüm getirmesi gerekir. Asr-ı saadette
afyon da bilinmiyordu. Sonraki Islâm fakihleri afyonun uyuşturucu
niteliğine bakarak onu şaraba kıyas ettiler ve caiz
olmadığım söylediler (bk. "Afyon" maddesi).


Sigara hem içene ve hem de yakınında bulunanlara zarar
vermektedir. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"Kendinizi elinizle tehlikeye atmayınız" (el-Bakara,
2/195); "Kendinizi öldürmeyiniz..." (en-Nisâ, 4/29). Hz.
Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Ne doğrudan ve ne de
karşılık olarak zarar yoktur" (Ibn Mâce, Ahkâm,17;
Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 327; Mâlik, Muvatta, Akdiye, 31).


Bedene bir yararı olmadığı gibi, zararı da açık
olan sigara aynı zamanda kişi ve aile bütçesi için bir israftır.
Bir âyette "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz" (el-A'râf,
7/31) buyurulmuştur. Hz. Peygamber de malın boşa
harcanmasını yasaklamıştır (bk. Buhârî, Zekât,
18; Husûmât, 3; I'tisâm, 3; Müslim, Akdiye, 14).


Önceki asırlarda yaşayan bazı fakihler, hakkında
âyet ve hadis bulunmaması nedeniyle "eşyada asıl olan
mübahlıktır" kaidesince sigarayı mübah saydılar.
Hatta bazı Şâfiî bilginleri; "Evli kadın sigara
tiryakışı ise, sigara masrafı da nafaka kapsamına
girer" demişlerdir.


Ancak bu gün sigaranın insan bedenine ve çevreye verdiği
zarar dikkate alındığında bunun kerâheti açıkça
görülür. Sigara içmeşinin sağlığına
zararlı olacağı doktor tarafından bildirilen
kimselerle, yoksul olup, aile fertlerinin nafakasından keserek sigara
içenler hakkında ise haramlıkkesinleşir.


Konular