Tüp bebek
Kadının çeşitli sebeplerle gebe kalamaması 
 halinde, doktorların erkek ve kadından alınan eşey hücreleri 
 (sperm ve yumurta) laboratuarda dölleyerek oluşturdukları 
 cenini, kadının döl yatağına (rahim) zerk etmeleri 
 işlemine halk arasında tüp bebek denir. Bu işlem 
 tıpta yapay dölleme ya da tüpte dölleme olarak anılmaktadır.
Nikâhlı eşler arasında sun'î tohumlama yoluyla çocuk 
 sahibi olmak mümkün ve caizdir. Nitekim eş-Şirbînî, bu 
 konuda şöyle der: "Bir kadın ihtilam olmuş 
 kocasının menisini cinsel organına yerleştirmek 
 suretiyle gebe kalsa, doğan çocuk meşrûdur ve kadın bu 
 işlemden dolayı günahkâr olmaz" (eş-Şirbînî, 
 Muğnî'I-Muhtâc, III, 384). Aşılama ve ceninin 
 gelişmesi aşamalarında tıbbî usullerden yararlanarak 
 çocuk sahibi olmak da bu niteliktedir. Ancak spermin evli olmayan 
 kimselerden alınıp aşılama yapılması veya 
 doğumu gerçekleştirmede aracı bir kadın 
 kullanılması bir çeşit zina olur. Bu durumda çocuğun 
 annesi doğuran kadın, nesebini reddetmediği sürece bu kadının 
 nikâhlı kocası da babası olur.
Kısaca sun'î âşılama veya tüp bebek uygulaması 
 tıbbî bir tedavi yöntemi olup, yalnız karı-koca 
 arasında olmak şartıyla caizdir. Çünkü vücuttaki 
 organların normal fonksiyonlarını yerine getirememesi 
 halinde, tedavi olma hakkı ve görevi vardır. Hz. Peygamber, 
 "Tedavi olunuz" buyurmuştur. Bir erkek veya 
 kadının çocuk sahibi olmaya çalışması hem vazgeçilmez 
 bir hak, hem de bir zarurettir. Çünkü evliliğin en önemli 
 amaçlarından birisi neslin devamıdır. "Zarûretler 
 sakıncalı olan şeyleri mübah kılar" kaidesince, 
 erkek veya kadın tedavi imkânlarını kullanır (bk. 
 eş-Şirbînî, a.g.e., III, 384, IV, 306; Hamdi Döndüren, 
 Delilleriyle Islâm Ilmihali, Istanbul 1991, s. 640; Halil Güvenç, 
 Günümüz Meselelerine Fetvalar, Istanbul 1990, II, 153-156).



