Fıkıh | Konular

Vatan üçe ayrilir

1. Aslî vatan: Bir kimsenin doğup büyüdüğü veya evlenip
içinde yaşamak istediği veya içinde barınmayı kasd
edip, başka yeri vatan edinmek istemediği yere "aslî
vatan" denir.


2. İkâmet vatanı: Bir kimsenin doğup büyüdüğü,
evlenip içinde sürekli yerleşmeye karar verdiği bir yer
niteliğinde olmaksızın, yalnız içinde on beş günden
fazla kalmak üzere yerleştiği yere de "ikâmet vatanı
(vatan-ı ikâmet)" denir. Askerlik, öğrencilik, işçilik
veya memurluk gibi hizmetler sebebiyle sürekli bir şekilde
yerleşilmeyen beldeler on beş günden fazla kalmaya niyet
edilmesi yüzünden "ikâmet vatanı" niteliğindedir.


3. Süknâ vatanı: Bir yolcunun, içinde on beş günden az
oturmak istediği yer de kendisinin bir vatan-ı süknâsı
olur. Bu sonuncuya itibar edilmez. Bununla ne aslî vatan ve ne de ikâmet
vatanı değişmez. Böyle bir yolcu, hem yolculuk sırasında
hem de on beş günden az kaldığı bu süre içinde
"seferî" sayılır; Aslî veya ikâmet vatanlarına
olan yolculukta ise yalnız yolculuk sırasında seferî
hükümleri uygulanır. Bu vatanlara ulaşan kimse, orada
"mukîm" sayılır.


Seferîlik konusunda bu vatanlar kendi misli ile veya üstü ile
bozulur, aşağısı ile bozulmaz. Bu yüzden insanın
asıl vatanı olan yer, diğer ikâmet ve süknâ vatanları
ile bozulmaz. Yani vatan-ı ikâmette bulunan kimse vatan-ı aslîye
dönmekle müsafir olmaz. İnsan doğup yerleştiği veya
karısının yerleştiği yere varınca seferî
olmaz. Sadece gideceği bu yer 90 km.'den uzakta olursa yolculuk
sırasında seferî olur, fakat oraya varınca seferîliği
kalkar.


Bir kimse yerleştiği yerden, yine sürekli olarak yerleşmek
amacıyla başka bir yere giderse, gittiği yer vatan-ı
aslîsi olur; birinci vatanı vatan-ı aslî olmaktan çıkar.
Çünkü, Hz. Peygamber (s.a.s) Mekke'ye gittiklerinde kendisini müsafir
saymış ve "Biz seferîyiz" buyurmuştur
(eş-Şevkânî, a.g.e., III, 270).


Vatan-ı aslî, vatan-ı ikâmetle bozulmaz. Doğduğu
veya karısının bulunduğu yerden öğrencilik,
askerlik, işçilik gibi bir amaçla on beş günden az kalmak
üzere başka bir yere giden bir kimsenin önceki aslî vatanı
nitelik değiştirmez. Oraya dönünce üç gün bile kalacak olsa
seferî sayılmaz. Çünkü vatan-ı ikâmet, vatan-ı aslîyi
bozmaz.


Bir kimse bir şehirde otururken ailesini nakletmeden başka
bir şehirde de evlense, her iki şehir kendisi için asıl
vatan olur. Hangisine gitse mukîm sayılır. Vatan-ı ikâmet
ise, başka bir vatan-ı ikâmete gitmek veya oradan ayrılıp
yolculuğa çıkmak yahut aslî vatana dönmekle bozulur. Yani
vatan-ı ikâmetten ayrılan kimse, yeniden buraya döndüğünde
on beş günden az kalacaksa seferî sayılır.


On beş günden az kalınacak yer olan vatan-ı süknanın
bir önemi yoktur. Kişi orada seferî sayılır. Bu vatan,
diğer vatan çeşitlerini değiştirmez. Kişi
onbeş günden kısa süren ve 90 km.'den uzağa
yaptığı tüm yolculuklarında, şehrin
yerleşim alanları dışına çıktığı
andan itibaren ve gittiği yerde seferî sayılır. Bu durum
geri dönünceye kadar devam eder.


Cemaatle namâzda mukîm müsafire uymuşsa, müsafir iki rekat kılınca
selâm verir, mukim selâm vermeyip namazı dörde tamamlar. Namazı
dörde tamâmlarken hiç bir şey okumaz; çünkü namazın
baş tarafını imamla kılmış ve farz
kıraat yerine gelmiştir (İbnül-Hümam, I, 405; İbn
Âbidîn, I, 733 vd.; Zeylaî, et-Tebyîn, I, 215).




Konular