Fıkıh | Konular

Yakin akraba evlilikleri

Müslümanlar için normal, ya da anormal, helâl ya da haram sınırını
koyan Allah'tır. O'nun ve O'nun emriyle elçisinin helâl dediği
helâl, haram dediği de haramdır. Çünkü helâl, ya da haram kılma,
bir dinin en büyük özelliğidir. Ya da her helâl ve haram kılan,
din koyuyor demektir. Bu yüzden Peygamberimiz; büyüklerinin yasak dediğini
yasak, yani haram. mübah dediğini de mübah, yani serbest sayan
insanları, o yasak ve mübah koyanlara tapan diye nitelemiştir.
Yani; Allah bir şeyin helâl ya da haram olduğunu bildirdikten
sonra, birisi yetkisine dayanarak O'nun helâl dediğini yasak, haram
dediğini de serbest etmişse, yeni bir din koymuş, onun
dediklerini kabul eden de onu ilâh edinmiş demektir.


Allah kendisiyle evlenilemeyecek kadınları Kur'ân-ı Kerîm'de
bildirmiş. Peygamberimiz de buna açıklık getirmiştir:


1. Anneler, kızlar, kızkardeşler, halalar, teyzeler,
kız ve erkek kardeş kızları ile; ister öz, ister
üvey, ister nesepten, ister sütten olsunlar, evlenmek ebediyyen haramdır.


2. Babasının ve çocuğunun karısı,
karısının annesi ve kızı da bunlara dahildir.


3. Başkasının nikâhlısı onunla nikâhlı
olduğu sürece, karısının kızkardeşi,
halası ve teyzesi de karısının kendi nikâhında
bulunduğu sürece kendisine haramdır.


Bunun dışındaki bütün kadınlarla
evlenebileceğini de yine Kur'ân-ı Kerîm bildirmektedir. Artık
meselâ amcadayı, hâlâ-teyze çocuklarıyla evlenmeyi. geçici
yetkisine dayanarak yasaklamak, işte yeni bir din koymak, onun
yasağını kabullenmek de, onun dinine girip, onu ilâh
edinmek demektir.


Ne varki, haramlar arasında derece farkı olduğu gibi,
helâller arasında da derece farkı vardır. Buna göre yakın
akrabası dışındakilerle evlenmek daha güzel bir
helâldir. Hz. Ömer de bunu teşvik etmiştir. ("Yakın
akraba ile evlenmeyin, çünkü doğacak çocuk zayıf olur"
anlamında bir hadis rivayet edilirse de, Ibri Salâh aslının
bulunamadığını söylemiştir. Doğrusu Hz.
Ömer'in sözü olduğudur. bk. Gazalî, Ihya (Tahriçli)
1l/42.)Çünkü aile yuvasınin ve doğacak nesillerin
sağlamlığı, karı-koca arasındaki sevgi ve
çekiciligin fazlalığına bağlıdır. Insanlar,
fıtratları gereğiyakınlarına karşı
cinsel arzu duyamazlar. Halbuki, karı-koca arasında sevgi ve
çekiciligi doğuran en büyük etken cinsel arzudur. Bazı
insanlarda yakınlarına karşı doğacak bu tür
arzusuzluk, evlenmeleri halinde, soğukluğa ve arzusuz
ilişkiden kaynaklanan ciliz ve sakat doğumlara sebep o1abilir.
Bu yüzden Imam Gazali, evlenilecek kadınla aranılan nitelikler
arasında, yakın akrabadan olmama özelliğini de sayar. (Gazâlî,
agk.) Buna; çünkü yakınlar arasındaki şehvet
azlığından ötürü doğacak çocuklar cılız
olur, sebebini gösterir.


Yakın akraba ile evlenmemenin bir faydası daha vardır.
Akrabası olmayan birisiyle evlenip, yabancı bir akraba ile
hısımlık bağları kuran adam, İslam'ın
istediği sevişen ve yardımlaşan toplumun
oluşmasına yardımcı olmuş demektir. Çünkü yakınların
birbirlerine yardım etmeleri daha kolaydır.


Ancak buna rağmen Islâm'da bu tür evliliğin
yasaklanmaması, bu sonuçların istisnaî durumlar olduğunu
gösterir. Bu bağlamda Peygamberimizin, evlenecek eşlerin
birbirlerini görmelerini, yani severek evlenmelerini tavsiye etmesi çok
önemli ve ilgi çekicidir. Hattâ erkek, talip olduğu kadına
şehvetle de olsa bakabilir. (Cessâs, Ahkâmu'l-Kur'ân V/173; Ibn
Rüsd, Bidâye l1/3.) Çünkü insanlar mizaçları itibariyle uyum
sağlayabilecekleri ve sağlam nesil yetiştirebilecekleri
eşleri daha ilk bakışta sevebilirler. Sevemiyorlarsa mizaçları
birbirine uygun değil demektir. Onun için birbirlerini
görmeyenlerin ve gördükten sonra da sevemeyenlerin evlenmeleri ya da
evlendirilmeleri hoş olmayan bir davranıştır.


Ama, tekrar edersek, birbirlerini seven bir amca-dayı, hala-teyze
çocuklarının aralarını ayırmak ve sevgilerine
engel olmak da fıtrata ve insanın hamuruna aykırı bir
davranış ve bir zulüm olur.. Çünkü cinsî sapıklar
dışında teyzesine, halasına ya da dayısına
aşık olan kimseye rastlanılmaz ama, kuzenlerine
aşık olan bir sürü insan vardır. Öyleyse doğal ve
fıtri davranış, böyle olanların birbiriyle
evlenebilmeleridir.


Artık bu konuda yapılabilecek şey, akraba evliliklerini
yasaklamak değil, Peygamberimizin yaptığı gibi,
yabancı ile evlenmeyi teşvik etmektir. Halbuki süt kardeşle
evlenmek daha çok sakat doğuma sebep olduğu halde, yakın
akraba evliliğinin yasaklanmasını isteyenler onun
yasaklanmasını istememektedirler. Demek ki, gayeleri dinî bir
kurala karşı çıkmaktan ibarettir.


Konular