Fıkıh | Konular

Ziraat ortakçiliginin sartlari

Ziraat ortakçılığının geçerli olması ve
tarafları anlaşmazlığa düşürmemesi için aşağıdaki
şartlara uyulması gerekir:


1) Ziraat ortakçılığı yapacak kimselerin temyiz gücüne
sahip olmaları gerekir. Ancak büluğ çağından önce
ayrıca velinin icazeti de gereklidir. Ebû Yûsuf ve İmam
Muhammed'e göre, ziraat ortakçılığı sözleşmeşinin
geçerli olması için tarafların müslüman olması
şart değildir (es-Serahsî, el-Mebsut, III, s. 118,119;
el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, VI, s. 176).


2) Tohumun cinsinin ve kimin tarafından verileceğinin
belirlenmesi gerekir. Tohumun cinsinin buğday, arpa, pancar, pamuk
gibi belirlenmesi, toprak sahibinin zarar görmesini önlemek içindir.
Çünkü bazı ürünler toprağı islah ederken
bazısı bozar ve sonraki yıllardaki verimini azaltabilir. Bu
yüzden özellikle toprak sahibi, toprağına neyin ekilip biçileceğini
önceden bilmek ister. Ancak şunu da belirtelim ki, toprak sahibi
tohumun cinsini belirleme işini karşı tarafa
bırakabılir. Akit sırasında tohum cinsinden hiç söz
edilmemişse durum ne olur? Burada, tohumun toprak sahibi
tarafından karşılanması
kararlaştırılmışsa, akde zarar gelmez. Çünkü
o, toprağını iyi bilir ve ona uygun tohumu seçebilir.
Tohumun ortakçı tarafından verilmesi
kararlaştırılmışsa, akid fasid olur. Çünkü
ortakçı, toprak sahibinin razı olamayacağı bir cinsi
tercih etmiş olabilir. Ancak buna rağmen toprak sahibi ortakçının
seçtiği tohum cinsine razı olmuşsa, ziraat ortakçılığı
sahih hale gelir (el-Cezirî; Kitabü'l-Fıkh ale'l-Mezâhibi'l-Erbaa,
III, s. 6). Tohumun mikdarını belirlemek gerekmez. Çünkü
toprağın götürebileceği tohum mikdarı örfte
bellidir.


Ayrıca tohumun kimin tarafından verileceğinin de
belirlenmesi gerekir. Çünkü tohum toprak sahibine ait olsa ziraat
ortakçılığı, ortakçıyı kiralama; ortakçıya
âit olsa, bu da bir çeşit toprağı kiralama
niteliğinde olur. Bu bilinmezlik, akdin fesâdına yol açar.
Ancak Ebû Bekir el-Belhî'ye göre, bu durumda beldenin örfüne uyulur
(el-Fetâvâ'l-Hindiyye, V, s. 236, Ali Haydar, Mecelle Şerhi, X, s.
1370).


3) Toprağın ziraata elverişli olması,
sınırlarının belirlenmesi ve ortakçıya tamamen
teslim edilmesi gerekir. Çünkü toprak çorak ve bataklık olursa,
normalin üstünde emek vermek ve masraf yapmak gerekebilir. Bataklığı
kurutma ve suyunu kanala çekme gibi işleri devamlı
kalıcı ve sonuçları akid süresi dışına
taşıcı nitelikte olan işlerin ortakçı
tarafından yapılması istenemez. Ancak akit
sırasında mevsimin kış olması veya geçici olarak
suyun kesilmesi gibi durumlar akdin sıhhatine zarar vermez (el-Kâsânî,
Bedâyiu's-Sanâyî, VI, s. 178).


Ziraat ortakçılığı yapılacak arazi büyük
bir tarla olur ve bunun belli bir bölümü için akid yapılırsa,
bu yerin sınırlarını belirlemek gerekir. Çünkü arazının
her tarafı aynı verimi sağlayamayacak durumda olabilir.
Diğer yandan bu akidlerde toprak sahibinin de çalışması
şart koşulamaz. Çünkü bu, toprağın karşı
tarafa teslimine engel olur.


4) Çıkacak ürünün taraflar arasında hangi oranda
paylaşılacağının belirlenmesi gerekir.
Paylaşma ikide bir, üçte bir veya dörtte bir gibi şâyi bir
cüz olarak belirlenir. Taraflardan birisine muayyen bir miktar ürün
vermek üzere yapılacak ortaklık fasiddir. Çünkü yalnız
muayyen miktar kadar ürün elde edilirse, karşı tarafa hiç bir
şey kalmaz. Bu durum anlaşmazlığa yol açar
(el-Kâsânî, Bedayiu's-Sanâyî, VI, s. 177, 178).


5) Ortakçılık süresinin belirlenmesi gerekir. Süre
belirtilmezse akid fasid olur. Bu süre hasada imkân verecek uzunlukta
olmalıdır. Ayrıca bunun, taraflardan birisinin
yaşayamayacağı kadar uzun olmaması da gerekir (el-Fetâva'l-Hindiyye,
V, s. 236).


Ziraat Ortakçılığının Hükümleri Ziraat
ortakçılığı, usulüne uygun olarak meydana gelince
tarafların bir takım hak ve sorumlulukları ortaya çıkar:


1) Akitten sonra, ortakçının tarlayı serbestçe işleme
ve ondan yararlanma hakkı doğar. Hasat zamanı gelince
İslâm'daki ortaklık hükümleri uygulanır.


2) Ürünün yetişmesine yönelik tüm iş ve masraflar ortakçıya
aittir. Çünkü bunlar, ziraat ortakçılığının
kapsamına giren hususlardır.


3) Ürünün yetişip büyümesini tamamladıktan sonraki
hasat, harman yerine taşıma ve dâneyi sapından ayırma
masrafları gibi harcamalar, taraflarca payları oranında
karşılanır (el-Kâsânî, a.g.e., VI, s. 182).


4) Topraktan elde edilecek ürün, sözleşme şartlarına
uygun biçimde paylaşılır.


5) Topraktan hiç ürün elde edilmediği takdirde, taraflardan hiç
birisi diğerinden tazminat talebinde bulunamaz. Ancak ziraat ortakçılığı
akdi şartlarına uyulmaması nedeniyle fâsid olursa, hiç
ürün elde edilememesi halinde ortakçı emsâli kadar işçilik
ücreti isteyebilir.


6) Toprak sâhibi, ortakçıyı, tarlayı sürmeye zorlamak
veya gerektiğinde engellemek hakkı vardır. Zorlama şu
şekillerde olabilir:


a- Sözleşmede sürme şartı varsa ortakçı buna
uymak zorundadır.


b- Sözleşmede bu hususa temas edilmemişse, o beldenin
geleneklerine göre hareket edilir.


7) Taraflar akitten sonra, alacakları payı
karşılıklı rıza ile azaltıp çoğaltabilirler.




Konular