Nikah, süt, nafaka v.s. ile alakali hükümler
Başkası ile yaptığı zinadan hamile kalan
kadını doğumdan önce, bir diğer kişinin nikâhlaması
caizdir. Ancak doğumdan hemen sonra cinsel ilişki de
bulunması caiz değildir.
Şahidler huzurunda mehir belirlemeksizin veya belirlenerek meselâ;
Ahmet Efendi, Mehmet Efendiye, "Küçük kızım Zeyneb'i küçük
oğlunuz Mustafa'ya verdim" dese oda "Aldım" dese
nikâh gerçekleşmiş olur.
Zina ile kendinden hamile kalan kadını, doğum yapmadan
önce nikâhlamak ve onunla cinsel ilişkide bulunmak caizdir.
Şer'an muteber olan ikrâh(baskı) ile nikah sahih olur.
(Imam-ı Şafi'ye göre sahih değildir) Ancak karı ile
koca olacak olanların denk olması gereklidır.
Evlendiği kadın evlendiği tarihten itibaren dört aydan
-velev bir gün eksik dahi olsa- kısa bir müddet içerisinde uzuvları
belli olmuş ölü bir çocuk dünyaya getirse nikâh fasid olur.
Dört ay ve sonrasında dünyaya getirse nikah caiz, çocuğun
nesebi de sabit olmuş olur.
Başkasına olan borcundan dolayı hapsedilen
kadının hapis süresince nafakası kocası üzerine
gerekli olmaz.
Kocası başka bir memlekette olan kadına, adil (sözüne
özüne güvenilir) bir kişi gelip "Kocanız vefat
etti" dese, kendisi de inanıp iddet, bekledikten sonra
başkası ile evlenebilir.
Kocası diğer bir memlekette olan kadına güvenilir bir
kişi "Kocan seni boşadı" dese, iddet bekleyip
evlenmesinde bir sakınca yoktur.
Kocası olduğunu bilmeyerek evlenen ve kendisiyle cinsel
ilişkide bulunulan bir kadının gerçek kocasının
daha sonra belli olmasıyla ilk kocası ile araları
ayrılsa, iddet beklemesi gerekli olur.
Esir olan kişinin karısı başkası ile
evlendikten sonra, esir olan koca gelse karısını geri
alabilir.
"Kocam vefat etti" diye başkası ile evlenip çocuk
sahibi olan kadının, ilk kocası daha sonra ortaya çıksa
nikâh yenilemeksizin iddet bitiminde karısı ile izdivaç
muamelesinde bulunabilir.
Kadın ölen yakınları veya kocasına matem tutmak için
aylarca siyah elbise giyemez. Kocası için sadece üç gün siyah
elbiseyle matem tutabilir.
Kadının kocası bir diğer memlekete gidip bir
başka kişi "Falan kişi karısını
boşamaya beni vekil etti" dese ve kadını boşasa,
kadın da başka birisiyle evlendikten sonra kocası gelse vekâleti
inkâr edip, gerçekte de vekâlet sabit olmassa koca karısını
geri alabilir.
Koca karısını boşamak üzere, birini vekil tayin
ettiğine dair vesika verip o da kabul edip kadını
boşasa, iddet bekledikten sonra kadın başkası ile
evlenebilir.
Babanın, cinsel ilişki ve halvetten (beraber yalnızca
kalmadan) önce boşadığı kadın oğluna
haramdır.
Kocasının evinden haksız ve izinsiz olarak çıkıp
başka bir mahalde sakın olan kadının nafakası
kocası üzerine gerekli değildir.
Cinsel ilişki ve halvetten önce boşanan kadının
iddet beklemesi gerekli değildir.
Sahih nikâhla evlenip cinsel ilişkiden önce karı veya
kocadan birisi ölecek olsa biri diğerine varis (mirasçı)
olabilir.
Mehr-i Muacceli (Peşin mehir) ödenen kadın kendini
kocasına teslim etmese naiize olur. Kocası zorla kendisiyle
cinsel ilişkide bulunabilir. (Naşize: Kocasının
evinden izinsiz çıkıp kendisini haksız yere kocasına
yasaklayan kadındır.)
Bakire olmak üzere evlenilen kadın dul çıksa nikâh sahih
olur.
Bâlig olan kıza nikâh haberi ulaşsa önce feshedip, (nikâhı
geçersiz kalıp) sonra kabul etse yeni bir akde ihtiyaç vardır.
Müslüman kadının, müslüman olmayan erkekle evlenmesi caiz
değildir.(Komuniste kız verilmez)
Mût'a nikahı bâtıldır. (Mût'a Nikahı: Belli bir
para karşılığında, kadını geçici süre
için nikahlamaktır. Bu çeşit evlenme tamamen hükümsüz olduğu
için karı kocalık sabit olmayacağından sair hükümler
de konu olmaz. Miras, boşama v.s... gibi.)
Kadının yaş, soy, mal, şeref, makam yönünden
kocasından aşağı seviyede bulunması, edep, iffet,
güzellik açısından ise daha yüksek olması adab-ı
muaseret ve terbiye bakımından daha güzeldir.
Bakire veya dul kadını nikahlamak isteyen erkeğin bu
kadınların yüz ve ellerine bakması caizdir.
Hünsa-i müşkile kadın hükmündedir. (Hünsa-i Müşkile:
Kendisinde hem kadın hem de erkeklik uzvu bulunup birinin işi
diğerine galip gelemediğinden durumu müşkil olan
kişidir.)
Dokuz yaş ve yukarısında bulunan kız da şehvet
olduğu konusunda alimlerin ittifakı vardır.
Erkek, camdan veya kadın su içinde iken veya gayet ince
tülbentli iken, erkeklik uzvu hareket edecek şekilde şehvetle
bu kadına bakarsa hürmet-i musahere gerekir. (Aynadan tesadüfen
görürse gerekmez.)
Müslüman erkeğin dinsiz kadınla evlenmesi haramdır.
Şeriatın cevaz (izin) verdiği işlerde, kadın
kocasına itaat edecektir.(Kocanın"Bugün dışarıya
çıkma!' demesi gibi) Cevaz vermediği konularda ise itaata
mecbur değildir, muhalefetten mesul olmaz.
Kadınların evlerinde oturup ev işleriyle
uğraşmaları ibadettir. Bundan dolayı salih(iyi)
kocanın, karısına farzların üzerinde ibadet emretmeye
hakkıyoktur.
Koca cinsel ilişkide bulunmak istediği zaman kadın
kocasının bu isteğine karşı çıkamaz.
Eğer bir mazereti varsa kocasına söylemeye mecburdur.
Koca, karısının yakınlarıyla görüşmesine
izin verebilir. Fakat kendi evinde gecelemelerine izin vermez ise
zorlanılamaz.
Kadının yakınları uzak memlekette olup gidip gelmek
zor olursa, koca karısını yılda bir kere onlarla görüştürmeye
mecburdur.
Kadının diğer bir kadının karnına
şehvetle bakması caiz değildir.
Saliha olan kadınların çarsaflarını çıkararak
veya başlarını açarak kötü kadınlara görülmeleri
caiz değildir. (Çünkü yabancı erkeklere onlardan
bahsedebilirler)
Erkeğin. yabancı kadının yüzüne şehvetsiz
bakması haram değildir. Fakat mekruhtur. (Fetevay-i Hindiyye)
Kadının tenasül uzvunun içindeki bir yaradan veya
tahammülü mümkün olmayan bir ağrıdan dolayı
ölümünden korkulur, tedavi edecek bir kadın da bulunmazsa, erkek
doktor yarayı veya ağrının olduğu yeri görebilecek
kadar gözünü açması caizdir. (Gözünü kapayabildiği kadar
kapamaya çalışacaktır)
Fitne ortamında genç kızın yüzünü açmasına
engel olunur. (Mahkeme v.s. yûzün açılmasının mecbûrî
olduğu yerler müstesna).
Kadının vücudunda iken bakılması caiz olmayan
şeylerin vücuddan ayrıldıktan sonra da onlara
bakılması caiz değildir. (Kesip attığı ayak
tırnaklarına, başının saçlarına ve pis
kıllarına bakmak gibi) (El-Hediyyetü'1-Abiyye)
Şehvetle, kadının giydiği çarşafa bakmak
haramdır. Şehvetsiz olursa bir sakınca yoktur. Hatta, vücudunu
belli etmeyecek şekilde, üzerini örten elbisesine bakmanın hükmü
de aynıdır. (El-Hediyyetü'l Abiyye)
Zaaf derecesinde de deli olan kişiye velisi bir kadını
nikahlasa nikah gerçekleşmiş olur.
Şehvet ile dokunulan ve öpülen kadının usulü (kendi
üstündeki yakını olan kadınlar) ve furûrü (kendi aşağısindaki
yakını olan kadınlar) öpen kimseye haram olur.
Bâlig olan kız nikâh akdine vakıf olup kabul etse, bilâhere
kabul ettiğine pişman olsa akdi feshedemez.
Koca, karısının kız kardeşine
(baldızına) şehvetle dokunsa karısı kendisine
haram olmaz.
Karısının annesine (kaynanasına) kasden
olmayıp, şehvetsiz olarak erkeklik aletini gösteren kocaya karısı
haram olmaz.
Kişi yabancı bir kadının herhangi bir uzvuna
elbisesi üzerinden dokunacak olursa; Eğer elbise kalın olup
uzvun sıcaklığını hissetmese hürmet-i musahere
gerçekleşmiş olmaz.( Hürmet-i Musahere: Akrabalık
sebebiyle meydana gelen haramlıkdır ki nikâhın sahih
olmasına engeldir.)
Koca, karısının kızının, şehvet çağındaki
kızına şehvetle dokunsa karısı kendisine haram
olur.
Kadın, damadına şehvetle dokunsa veya onu öpse ancak boşalmasa
(yani menisi gelmese) kızı damadına haram olur.
Kadın, "Kocamın Babası (kaynata) bana şehvetle
dokundu" derse, kocası tasdik etmediği sürece kocasıyla
nikahı devam eder.
Koca, karısından olan oğlunun şehvetli
kızına şehvetle dokunsa karısı kendisine haram
olur.
Koca kayın validesinin tenasül uzvunun içine şehvetle
bakıp kendinden meni gelmese karısı kendisine haram olur.
Baliğ olan kız şahidler huzurunda birisiyle evlendikten
sonra akdi feshedemez (geçersiz kılamaz.)
"Şehvetle dokundu" davasına bir adam iki kadın
şahidlik etseler hürmet-i müsahere gerçekleşir.
Kadın, tayın ettiği kimseden başkasına
vekilinin kendisini nikâhladığını duyup red etse, bu
nikâh bâtıl (hükümsüz) olur.
Kadın kendisine namzet olan erkekten başkası ile
evlenebilir.
Kadın dengi olmayan bir erkekle evlense, akraba tarafından
velisi olan kişinin bu konuya dair itiraz hakkıyoktur.
Baliğ olan kız birisiyle evlendikten sonra bir diğer
kişiyle de evlense ikinci akid sahih değildir.
Sekizyaşında olan bir kızın "Baliğ
oldum" şeklindeki ikrarı muteber değildir.
Büyüklük çağında bulunan bir kadın vekili, velisi
olmayan bir sahis tarafından evlendirilip mehr-i muaccel (peşin
mehir) olarak gönderilen eşyayı kabul etse nikâhı kabul
etmiş olur.
Fasid olan şartla kıyılmış olan nikâh bâtıl
(hükümsüz) olmaz.
Kâfir olan karı ve koca Islam'la şereflenseler (müslüman
olsalar) nikâhın yenilenmesi gerekli değildir.
Şafii mezhebinde olan bir babanın küçük kızını
velisi dengi olan Hanefi mezhebinden bir kişiyle evlendirse bu akit
sahih olur.
Hanımı müslüman olan kâfir kocaya Islâm teklif olundukda
kabul etmese aralarındaki nikâh kaldırılır.
Cinsel ilişki ve halvette (beraber yalnız kalma) bulunmadan
önce ölen kocanın hanımı tam mehir alır.
Evli ve hamile olan kadının birinci kocası bilahere
ortaya çıkıp, karısını ikinci kocasından
ayırsa, kadın doğum yapmadan önce onunla cinsel ilişkide
bulunamaz..
Hiristiyan olan bir kadının müslüman olan kocası vefat
ettikten sonra, iddet bekleyip başka bir zimmî (Islâm devletindeki
yahudi veya hiristiyan) ile evlenmesi caizdir.
Kadın, küçük kızını dengi olmayan birisiyle
evlendirse bu nikâh sahih değildir.
Bir kişi kızını evlenmeye namzed gösterip
vasîsine (vasiyette bulunduğu kimseye) de kızını
evlendirmeyi emretse kızın izni olmaksızın vasî kızı
evlendiremez.
Fasid veya bâtıl bir nikâhla evlenen karı-kocadan birisi
vefat etse biri diğerine varis olamaz.
Kız "Evliliğe namzettir" deyip, nikâha zorlanamaz.
Koca, karısının emzirdiği kızla cinsel
ilişkide bulunsa karısı kendisine haram olur.
Karısının şehvet çağındaki
kızı geceleyin korkup kocanındöşeğine girmekle
kocanıntenasül uzvu hareketlenir, bazı uzuvları
kızın bazı uzuvlarına arada bir engel
olmaksızın şehvetle dokunursa, karı kocaya haram olur.
Koca, karısının döşeği zannederek
kızının döşeğine girip bedeni bedenine
dokunmadan dönüp gitse bu durumda hanımı kendisine haram
olmaz.
Babası müslüman olmayan müslüman erkek, Babası müslüman
olan kıza denk olmaz.
Koca Islâm'i kabul edip, kadın kabul etmese nikâh devam eder.
Kasden olmayıp, şehvetsiz olarak ayağı kayın
validesinin ayağına dokunan kocanın hanımı
kendisine haram olmaz.
Kocanın, hanımı ile kayınvalidesinin kız
kardeşinin her ikisini nikâhı altına alması çaiz değildir.
Koca, sekizyaşında olan küçük kızını,
hanımı zannederek geceleyin şehvetle öpse veya ona dokunsa
hanımı kendisine haram olmaz.
Baba, saliha olan küçük kızını dengi
olmadığını bilmeden evlendirip, bilâhere duruma vakıf
olsa bu nikâhı feshettirebilir.
Bir erkek, kadının bir uzvuna, şehvetle dokunacak olsa,
bu kadın, dokunanın oğluna haram olur. Fakat
kadının kızı helâldir.
Bulûg çağındaki bakire bir kızı velisi nikâhda
cebredemez(zorlayamaz). Nikâh kızın iznine dayalıdır.
Koca, nesebi belli olan karısı için "Kızımdır"
dese, karı kocasına haram olmaz.
Bulûg çağındaki kızın huzurunda Babası onu
başka birisine nikâhlayıp o da sussa nikâh gerçekleşmiş
olur.
Karısının başka kocasının bir diğer
karısından olan kızını nikâhlamak caizdir.
Küçük kızın evliliğine velilik konusunda büyükbaba
ve anne -baba aynı öz kardeşleri bulunsa, büyükbaba kıza
velilik yapar.
Süt kız kardeşinin neseben olan annesiyle evlenmek caizdir.
Annesinin süt kız kardeşiyle evlenmek caiz değildir.
Babasının zina etmiş olduğu kadının
kocasından olan kızıyla evlenmek caizdir.
Karısını boşayıp iddeti bittikten sonra
karısının kız kardeşini nikâhlamak caizdir.
Kocasının ağzından küfür kelimesi çıkıp
bain olarak boşanan bir kadını koca imanını
yeniledikten sonra evlenmeye zorlayamaz. (Bain gosama: Iki (Beynunet-i
Sugra), veya üç boşama (Beynunet-i Kübra) ile meydana gelen boşama
şeklidir.)
Yas bakımından küçük olan karısına
"Anamdir" dese kadın kocasına haram olmaz.
Hanımı vefat edince, hanımının üvey annesi
ile evlenmek caiz olur.
Karısının ağzından küfür kelimesi çıkıp
bain olarak boşandığı zaman, kadına tecdid-i iman
(iman yenilemesi) yaptırılır ve nikaha da
zorlanılır.
Kadının nikâhında mehir hiç bahsedilmese veya mehre
karşı çıkılsa nikâh sahih olur.
Hanımı vefat eden koca bir kaç gün geçtikten sonra, vefat
eden kadının kız kardeşini nikâhlasa caiz olur.
Hür dört hanımı olan kişinin birini boşayıp
iddeti içinde beşinciyi nikâhlaması caiz değildir.
Yanlış ve kötü tercihi ile meşhur olan kişinin küçük
kızını dengi olmayana nikâhlaması caiz değildir.
Bir kaç kadın ile bir odada bulunan kıza erkek "benimle
evlenmeyi kabul ettin mi ?" deyip birisi "Ettim" dese,
ancak şahidler söyleyenin kim olduğunu bilmeseler, nikah gerçekleşmiş
olmaz.
Cinsel ilişkide bulunduğu kadının diğer
kocadan olan oğlunun kızıyla evlenmek caiz değildir.
Zina ettiği kadının emzirdiği süt kızıyla
evlenmek caiz değildir.
Uzun fasıla ile değişik zamanlarda kadının
emzirdiği kız ve erkeğin birbirleriyle evlenmesi helâl değildir.
Livata (Allah'a sığınırız) (yani erkeği
iğfal edenin) edenin, livata ettiği kişinin
kızıyla evlenmesi caizdir.
Küçük kızı, velisi olan amcasının, kendi
oğluna nikâhlaması sahihdir.
Koca, kayınvalidesinin annesine şehvetle, dokunsa veya onu
öpse karısı kendisine haram olur.
Kocanın karısından olan oğlunun, diğer
karısının diğer kocadan olan kızıyla
evlenmesi caizdir.
Süt kardeşinin kızıyla evlenmek caiz değildir.
Babanın, vefat eden oğlunun karısı ile evlenmesi
caiz değildir.
Babanın, vefat eden üvey oğlunun karısı ile
evlenmesi caizdir.
Kadının son kocasından olan kızı, daha önceki
diğer kocasının diğer karısından olan
oğluna haram olmaz.
Küçük kızın annesinden izinsiz olarak, babaannesi küçük
kızı evlendirecek olsa nikâh, annesinin iznine bağlıdır.
Boşamış olduğu kadının babaannesi ile
evlenmek caiz değildir.
Babaları aynı olan kız kardeşinin oğlunun
kızını nikâhlamak caiz değildir.
Baba, evlilik çağındaki oğlunun izni
olmaksızın herhangi bir kızı ona nikahlasa, ogul
duruma vakıf olup red etse, nikâh akdi bâtıl olur.
Boşamış olduğu kadının annesi ile
evlenmek caiz değildir.
Anne ve Babası aynı olan kız kardeşinin
oğlunun kızını nikâhlamak haramdır.
Bulûg çağındaki bakire kız kendini dengi olan
erkeğe noksan mehr-i misil (akranlarının mehri) ile
evlendirecek olsa, velileri kızın kocasına "Ya mehrini
tamamla veya sizi ayırıriz" demeye selahiyetleri
vardır.
Zina ettiği kadınla evlenmek caizdir.
Kafirin, kendi müslüman kızını evlendirme konusunda
velilik hakkıyoktur.
Küçük kızın velisine "Bu kızı filân adama
verelim ne dersin?" denildiğinde, "Siz bilirsiniz"
dese bu söz rıza olmaz.
Zimmî olan kişi müslüman olup, hanımı Islâma girmese
kocasından boş olmaz.
Zinadan çocuk doğurmus olan kadını, çocuk emzirmek
için kiralamakta bir sakınca yoktur.
Ahiret annesi edindigi kadın ile evlenmek caizdir.
Müslüman olan baba bulûg çağındaki kafir
kızını "Islam'a gel" diye zorlayamaz.
Alacağı kıza "Kız kardeşim ol"
dedikten sonra onunla evlenecek olsa caizdir.
Baba küçük oğlunu evlendirecek olsa çocuk bulûg çağına
geldiği zaman tercih hakkını kullanarak nikâhı
feshettiremez.
Müslüman adamın, mecûsi kadınla evlenmesi caiz
değildir.
Oğlunun süt annesi ile evlenmek caizdir.
Annesinin, anne-baba bir kız kardeşinin
kızını nikâhlamak caizdir.
Küçük erkeğin anne annesi onu evlendirecek olsa, bulûg çağına
geldiği zaman nikâhı feshettirebilir.
Koca hanımının büyümüş süt kızına
şehvetle dokunsa hanımı kendisine haram olur.
Annesinin üvey annesi ile evlenmek caiz değildir.
Birisinin veliliği ile evlendirilen küçük kız baliğ
oldukda nikâhı bilmeyip, bir zaman geçip nikâhı öğrenecek
olsa tercih hakkını kullanarak kocasının huzurunda
şer'i hâkime nikâhı feshettirebilir.
Süt Babasının boşamış olduğu
kadını nikâhlamak caiz değildir.
Ölen abisinin hanımını nikâhlamak caizdir.
Kocanınkayın validesi "sen beni şehvetle
öptün" diye damadı aleyhine iddiada bulunup damad inkar etse,
kayın valide de davasını ispat edemezse kadın
kocasına haram olmaz.
Mümeyyiz (doğruyu yanlıştan ayırabilen) olan küçük
kız velisinin izni olmaksızın evlenecek olsa bu nikâh
sahih değildîr.
Karısının süt annesini nikâhlamak caiz değildir.
Mümeyyiz olan küçük erkek velisinin izni olmaksızın
kızı nikâhlasa, akit geçersizdir.
Aralarında nikah mevcut iken kadın "mehr-i müeccel
(tehirli mehir)imi şimdi ver" diye kocasını
zorlayamaz.
Oğlunun hanımının diğer kocadan olan
kızını nikâhlamak caiz olur.
Kadın memesini küçük çocuğun ağzına koysa fakat
emip emmediğini anlayamasa sütten dolayı haramlılık
gerçekleşemez.
Boşama veya ölümle ödenmesi gerekli olan mehirin tecili sahih
değildir.
Annesinin veliliğiyle evlendirilen küçük kız bulûg çağından
önce vefat edecek olsa kocası varis (mirasçı) olur.
Annesinin anne-baba bir olan halası ile evlenmek caiz
değildir.
Kadının diğer kocadan olan oğlunu, son
kocasının diğer kadından olan kızıyla
evlendirmek caizdir.
Süt kız kardeşleri nikâhı altına almak caiz
değildir.
Kadının ağzından küfür kelimesi çıkıp,
imanını yeniler, fakat nikahını yenilemeden
kocası vefat edecek olsa kadın kocasına varis olamaz.
Mehr-i misli (akranlarının merhi)'yle dengi olanla evlenen
bulûg çağındaki kızın nikâhını velisi
feshettiremez.
Koca karısıyla, karısının anne-baba bir
kardeşinin kızını nikahı altında
bulunduramaz.
Dengi olmayanla evlenen büyük kızı çocuğu olmadan
velisi ayırabilir.
Iki kadının karşılaştıkları veya
ayrılacakları zaman birbirlerini şehvetle öpmeleri
tahrimen mekruhtur.
Bakire olmak üzere alınmış fakat dul çıkmış
kadın boşansa, nikah akdinde belirlenen mehir (mehr-i müsemma)
gerekli olur.
Baba, bulûg çağında olan deli kızını
evlendirecek olsa akit sahih olur.
Koca ric'î olarak boşadığı hanımını
iddet süresi içinde mehir belirleyerek nikâhlasa bu mehir vacib olmaz.
(Ric'î Boşama: Hanımla cinsel ilişkide bulunduktan sonra
yapılan açıkça veya işaretle üç adedine veya bir karşılığa
binaen olmayan, bain boşamaya benzer bir boşama özelliğiyle
belirlenmiş veya ona benzetilmiş olmayan boşamadır.)
Karı-koca bir arada bulunup, cinsel ilişkide bulunmaya bir
engel yok iken, ilişkide bulunulmadan boşanılan kadın
için mehrin tamamı gerekli olur.
Nikâh akdinde belirlenen mehrin miktarında ihtilaf olunsa ancak
kadın miktarı ispat etse mehrin tamamını alabilir.
Her iki tarafın delilleri mevcut olmakla beraber mehrin
miktarında ihtilaf olunup, mehr-i misil kocasının
dediğine müsait olsa, kadının delili daha geçerlidir.
Nikâh aralarında mevcut iken, başka bir mehirle nikâh
yenilenecek olsa ikinci mehir gerekli olmaz.
Küçük kız, bir başka küçük kızın tenasül
uzvuna değnek sokup bekâretini izale etse (bozsa) mehr-i misil
(akranlarının mehri) gerekli olur.
Koca, karısı üzerine nikâhla bir arada bulundurulması
haram olan bir kadını alıp cinsel ilişkiden önce ayrılacak
olsalar mehir gerekli olmaz.
Koca, cinsel ilişkide bulunduğu kadını baskı
yaparak boşayacak olsa nikâh akdinde belirlenen mehri kadına
vermesi gerekli olur.
Sekizsaatlik mesafede yakın velisi bulunan küçük kızı,
uzak velisi izinsiz evlendirecek olsa nikâh akdi geçerli olmaz.
Koca vefat edip hanımı ile varislerin mehir miktarında
ihtilaf (münakaşa) edecek olsa, hanım iddiasini ispatlayamaz,
ancak vârisler delil getirseler kabul edilir.
Zengin adam, rızasıyla evlendiği dul kadının
nafaka ve giyimini temin ettiği halde kadın; "Devamlı
içiyorsun, ben sana denk olamam" diyemez.
Erkek, kendine haram olduğunu bildiği halde kadını
(veya kızı) mehir belirleyerek nikâhlayıp cinsel
ilişkide bulunsa erkeğe ta'zir cezası verilmekle birlikte
akitle belirlenen mehir ile akranlara verilen mehirin en azı gerekli
olur. (Ta'zîr: Hakkında muayyen bir ceza bir şer'i had mevcud
olmayan suçlardan dolayı tertip ve tatbik edilen terbiye ve cezadan
ibarettir.)
Vefat eden kadının kocasının zimmetinde bulunan
mehri terekesine (miras bıraktığı mallara)
katılarak varislerine taksim olunur.
Bain olarak boşadığı kadını iddet süresi
içinde mehir belirleyerek nikahlayan ve cinsel ilişkiden önce boşayan
kocanın belirlenen mehri vermesi gereklidır.
Koca, karısının çocukları ve
anne-babalarından başka yakınlarını senede bir
kereden fazla evine gelmelerini yasaklayabilir.
(Yasaklıyamiyacağına dair fetva da vardır.)
Kadın, kocası vefat ettikten sonra dengiyle evlenecek olsa büyük
oğlu zifaf gecesi annesinin evini taslasa oğluna ta'zir
cezası verilir.
Vefat eden müslüman kocanınhiristiyan karısı, nikah
akdinde belirlenen mehri kocasının miras
bıraktığı maldan alabilir.
Erkek yabancı bir kadını uyutup bekâretini izale etse
(bozsa) erkeğe ta'zir cezası ile, kadına mehr'i misil
vermesi gerekir.
Kocâ kadını nikâhladığı yerde
"Evim yandı, kiralar yüksek" deyip kadını
yolculuk mesafesinden uzak (90 km.den fazla) bir yere götüremez.
Koca, küçük kızı nikâhlar bilâhere, velisi duruma vakıf
olur, kabul etmeyip red etse, daha sonra koca küçük kızın
annesiyle evlense, caizdir.
Cinsel ilişkide bulunmadan boşamış
olduğu kadının annesiyle evlenmek caiz
değildir.
Küçük kızın yakın velisi mevcut iken, uzak
velisinin akdettiği nikâh geçerli değildir.
Kocanın ihtiyaçlarını görmeye elverişli olmayan küçük
kızın Babası, kızını kocasına teslim
etmeden peşin mehri isteyebilir, alabilir.
Baba küçük kızını, başka bir adamın küçük
oğlu ile evlendirdikten sonra koca vefat edecek olsa kadın,'
mehir ve miras hakkını alabilir'. ?
Kadını, evinden dışarı çıkarmamak
şartıyla mehr-i mislinden daha az bir bab ile nikâhladıktan
sonra, koca karısını o beldede bulunan evine götürmek
istese kadın belirlenen şarta binaen itiraz edemez.
Cinsel ilişki ve halvette (beraberce yalnız kalma)
buluninadan önce vefat eden karısının diğer kocadan
olan kızını nikâhlamak caizdir.
"Alıp alacağım boş olsun" diyen kişi
bilâhere evlenip, kadınla cinsi münasebette bulunsa, karısı,
boş olup mehr-i misil ile nikah akdinde belirlenen mehrin
yarısını almaya hakkı vardır.
Küçük kızı nikâhlayan, kızın peşin mehrini
Babasına vermeden kızı alamaz.
Cinsel ilişki ve şehvetle dokunma bulunmayan fasit nikah da,
hürmet-i müsahere (akrabalıktan kaynaklanan haramlık) gerçekleşmiş
olmaz. (Sahih nikahda gerçekleşir). (Fasid Nikâh: Sihhat
şartlarını bulundurmayan nikâhdir. Sahidsiz kiyılan
nikâh gibi.)
Nikâhlamış olduğu kadını,
kocanınyakınlarından birisinin kocadan izinsiz olarak onu
başka bir beldeye götürmesi caiz değildir.
Fasid nikâhda cinsel ilişkide bulunmadan önce ayrılan
kadın mehir alamaz. Cinsel ilişkiden sonra ayrılacak olsa
akitte belirlenen mehir ile akranlarının
aldığımehir değerinden daha az bir miktar alabilir.
Iki hanımı olan kocanın, hanımları
arasında adalet ve eşitliği sağlaması vacibtir.
Kocanın, ortalıkdan kaybolup uzun süre başkası ile
zina etmiş olan karısının geri gelip onunla izdivaçta
bulunması caizdir. (Fetevây-i Abdürrahim)
Erkek nikâhlayacağı kadına nişan olmak üzere bir
takım eşya verip, eşya kadının elinde mevcut iken
erkek evlenmekten vazgeçecek olsa eşyayı geri alâbilir.
Kadının başka bir beldede bulunan kocasının mürted
olduğunu (Dinden çıktığını) adaletli bir
kişi haber verip kadın da inanacak olsa, iddeti bittikten sonra
başkasıyla evlenebilir.
Erkeğin nişanlısına verdiği nişan
kaybolup nişanlısı da vefat edecek olsa kadının
terekesinden masraflarını alamaz.
Koca "Kayınvalidemizle zina ettim" diye ikrarda bulunsa
hanımı kendisine haram olur.
Koca "Zina ettim" diye ikrar ettiği kadının
annebaba bir kardeşinin kızıyla evlenebilir.
Koca karısının sarmısak yemesini yasaklayabilir.
Koca "Ben karımın kız kardeşi ile zina
ettim" diye ikrarda bulunsa karısı bain olarak boş
olmaz.
Koca, karısını annesi yanında bırakıp bir
beldeye gittikten sonra kadın kendi annesinin evine gitse
kocanınannesi, kadını "Benim yanima gel" diye
zorlayamaz.
Şehvetle dokunduğu kadının kızını
nikâhlamak caiz değildir.
Cinsel münasebette bulunamayan hasta hanımını halvetten
sonra boşayacak olsa kadın nikâh akdinde belirlenen mehrin yarısını
alır.
Erkek; ince don üzerinden ayağını yabancı
kadının ayağına sürüp harareti hissettikten sonra
erkeklik uzvu harekete geçeçek olsa hürmet-i musahare gerçekleşmiş
olur.
Hasta olan kadının doktor ücreti kendi üzerine
gereklidır.
Alım olan zatın kızına, cahil kişi
denk olmaz.
Kadın kocasının diğer karısından olan
oğlu uyurken şehvetle erkeklik uzvuna dokunacak olsa kadın
kocasına haram olur.
Karı koca oturdukları evi boşandıktan sonra herbiri
"benimdir" diye dava etseler, kadının delil getirmesi
gerekir, aksi halde söz erkeğindir.
Baba, oğlunun hanımını şehvetle öpse bu kadın
kocasına haram olur. (Fetevay-i Abdürrahim)
Neseben kardeşinin süt kız kardeşini nikâhlamak
caizdir.
Kadın "Kocamın diğer karısından olan
oğlunu şehvetle öptüm" deyip koca inkâr etse sırf
kadının bu iddiasina bakılarak kocasından
ayrılamaz.
Koca, karısını iyi komşular arasında
diledigi yerde iskân ettirebilir.
Kız annesinin kıydırdığı nikâhı,
bulûg çağına geldiği zaman şer'i hakime
feshettirebilir.
Süt oğlunun cinsel ilişkide bulunup
boşamış olduğu kadını nikâhlamak
caiz değildir.
Anne-baba bir olan kız kardeşinin oğlunun
kızını nikâhlamak caiz değildir.
Kız, halasının
kıydırdığı nikâhı bulûg çağına
gelince feshettirip. başkasıyla evlenebilir.
Kız kardeşinin emzirdiği kız ile evlenmek
caiz değildir.
Halasının veya teyzesinin kızıyla evlenmek
caizdir.
Süt kızkardeşlerinin, birinin kızıyle
diğerinin kız kardeşini nikâhı altına
almak caizdir.
Annesinin üvey annesini nikâhlamak caizdir.
Nikâh, mehir belirlenmeksizin kıyıldıktan sonra
rızalaşma olmaksızın karıkocadan biri vefat etse
veya halvetten sonra boşanacak olsalar kadın mehr-i misil
(emsallerinin mehri kadar) alabilir.
Annesinin emzirmiş olduğu erkek çocuğun neseben
kız kardeşini nikâhlamak caizdir.
Kadının, kocasından olan kızını,
diğer kocasının diğer karısından olan
oğluna nikâhlaması caizdir.
Neseben kız kardeşini emziren halasının
kızının kızını nikâhlamak caiz olur.
Hanımının kız kardeşinin kızını
hanımı ile beraber nikah altına almak caiz değildir.
En az mehir on dirhemdir. (Bir dirhem yaklaşık üç gramdir)
Hanımının vefat eden Babasının diğer
karısıyle hanımını nikâhı altına almak
caizdir.
Hanımının Babasının kız kardeşinin
kızını hanımı ile nikâhı altına almak
caizdir.
Nikâh mevcut iken karı-koca rıza ile mehiri artırsalar
ilâve ettikleri miktar gerekli olup kadın bunu da isteyebilir.
Karısı ile, kayınpederinin anne-baba bir kız
kardeşini beraberce nikâhı altına almak caiz
değildir.
Ev, bahçe, eşya mehr-i muaccel (peşin mehir) olarak nikâh kıyılsa
bunları kadına vermek gerekli olur.
Hanımı ile onun erkek kardeşi veya kız
kardeşinin kızını beraberce nikâhı altına
almak caiz değildir.
Nikâhlamış olduğu kadın, daha önceki karısının
süt annesi olsa derhal kadın kocasından ayrılır.
Cinsi münsebetten ve halvetten önce boşama olursa, kadın
belirlenmiş olan peşin mehrin yarısını alabilir.
Cima organı kapalı olup cinsel ilişkide bulunmak mümkün
olmayan kadınla evlenip, halvetten sonra boşayacak olsa mehrin
yarısını kadına vermek gereklidır.
Cinsi münasebetten acız olan, karısını
boşayacak olsa kadın mehrin tamamını alabilir.
Müslüman çocuğu süt emmek için hiristiyan kadına
vermekte bir sakınca yoktur. (Behçet'ül-Fetâvâ)
Kadın kendine verilmesi gereken peşin mehri tastamam
almadıkça kendini kocasına teslim etmeyebilir.
Kadın kocasıyla yolculuk mesafesinden uzak bir yere kendi
rızasıyle gidecek olsa akrabası engel olamaz.
Koca karısını zorla, yolculuk mesafesinden uzak bir yere
götürse, kadın durmayıp bir mahremi (kendine nikâhı düşmeyen)
ile beldesine dönebilir.
Koca karısını, annesi ve Babası ile beraber bir
evde iskân ettirse kadın "Beni kapısı başka olan
bir evde iskân ettir" diyebilir.
Kadın ortağı (kumaşı) ile birlikte bir evde
durmak istemiyebilir. Ancak evin kapısı ve istifade edilen bölümleri
başka olursa böyle bir istekte bulunamaz.
Cinsi münasebetten aciz olan bir adamın
boşadığı kadının iddet beklemesi
gereklidır.
Koca. karısının her Cûma günü anne ve Babasıyla
bir kere görüşmesine engel olamaz. Fakat her gün görüşmesini
ve geceleri onların yanında kalmasını engelleyebilir.
Kabristanlığı ziyaret etmek isteyen kadına
kocası engel olabilir.
Kadın kocasını "Çocuk doğumiadım, beni
boşa" diye zorlayamaz.
Karı-koca sakın oldukları evin erkek ve kadınlar için
elverişli olan eşyalarında münakaşa edip
davalarını ispat için ellerinde delil bulunmasa kocanınsözü
dinlenir.
Karı-kocanınsakın oldukları evin kadın ve
erkek için elverişli olan eşyalarında koca vefat ettikten
sonra kocanın varisleri, karısı ile münakaşa edip
delilleri bulunmasa, kadının sözü dinlenir.
Koca vefat ettiği zaman. kadınlara mahsus eşyada ölen
kocanın karısı yemini ile birlikte tasdîk olunur.
Erkeklere mahsus eşyada ise kadının delille ispatta
bulunması gereklidır.
Koca evine getirdiği yapagiyi karısına "Bundan bez
ve kilim yap, beraber kullanırız" deyip kadın bez ve
kilim yaptıktan sonra vefat edecek olsa, koca varislere malın
piyasa değerini verip o bez ve kilimi kendi zimmetine geçirebilir.
Kadın nikahın fasit, koca sahih olduğunu iddia etse söz
kocanındir.
Kadın, kızı ile başka bir erkek çocuğu
emzirecek olsa, kadının diğer kızı emen erkek
çocuğa haram olur.
Süt annenin oğlunun veya kızının
kızını nikâhlamak caiz değildir.
Kadın, ortağının (kumaşının) kendi
kocasından olan oğlunu emzirse, ortağın diğer
kocadan olan oğlu emziren kadının kızını nikâhlayabilir.
Kadının emzirdiği kızının
kızını kadının diğer kızının
oğlu nikâhlayamaz.
Cinsel ilişkide bulunmayıp boşadığı
karısının süt annesini nikâhlamak caiz değildir.
Anne-babaları bir olan kız kardeşinin
kızını emziren kadının kızını nikâhlâmak
caizdir.
Süt annesinin neseben kız kardeşini nikâhlamak caiz değildir.
·
Oğlunun süt annesinin kızını nikâhlamak caizdir.
Koca, karısı ile karısının süt kardeşinin
kızını nikahı altında cemedemez.
Kadının peşin mehri olan eşya verildikten sonra
cinsi münasebet ve halvetten önce koca vefat etse varisleri eşyayı
mirasa iddia edemezler.
Neseben kız kardeşinin süt kızını nikâhlamak
caiz değildir.
Nikâh akdinde peşin mehir konu edilip cins ve miktarı
belirlenmese kadın mehr-i misil (akranlarının
aldığımiktarı) alır.
Kadın oğlu ile diğer şahsın
kızını emzirdığını haber verip adalet
sahibi ise oğluna o kızı nikahlaması caiz
değildir.
Erkek ve kız evlenmeyi kasdedip yabancı bir kadın
"Bunlar birbirinin süt kardeşidir" diye ihbarda bulunsa bu
kadın adıl olmayıp, erkek ve.kız bu kadını
yalanlasalar erkek bu kızı nikâhlayabilir.
Süt konusunda iki kadın şahitlik yapsa süt gerçekleşmiş
olmaz.
Koca karısının üzerine başka bir kadını
nikâhlayıp karısı "Ben onu süt süresinde emzirmiştim"
dese süt sabit olmaz.
Evlendikten sonra hanımlarının süt kardeş
oldukları ortaya çıkacak olursa araları ayrılır.
Koca ve kadın halvette bulunup koca bağlı olmakla cinsel
ilişki meydana gelmediğinden boşanacak olursalar kadın
tam mehir alır.
Veliden başkasının gerçekleştirdigi nikahı
cinsel ilişkiden sonra veli feshedecek olursa kadın akitte
belirlenen mehrin tamamını alır.
Kadın "Beni boşarsan mehrimi sana hibe ettim" deyip
koca da boşayacak olursa, kadın yine mehrini alabilir.
Üzerine akit yapılan para cinsi değer kaybetse, akit
yapıldığı gündeki kıymetin verilmesi
gereklidır.
Hangi tür para cinsi üzerine mehir konuşulursa o cinsten
kadına ödeme yapılır.
Erkek nişanlısına gönderdiği eşyayı geri
alacak olsa, kadın da gönderdiği eşyayı -mevcut ise-
geri alabilir.
Vefat eden kadının varisleri kadının mehrinde
ziyade olduğu davasını ispat etseler, iddia ettikleri mehri
alabilirler.
Karı-koca, mehirin miktarında münakaşa edip ispatta
bulunsalar mehr-i misil hangisinin davasına uygun ise onun delili
daha kuvvetli görülür.
Kayınbaba "Gelinime gönderdiğim eşya peşin
mehir ve ariyet geçici süre istifadelenmek için idi" diye davada
bulunsa, peşin mehir olma delili kuvvetli görülür.
Koca peşin mehrini ödediği hanımını yolculuk
mesafesinden (90 km'den) uzak bir yere götüremez. (Yani kadın
istemese götüremez)
Karısının evinde evlenen cinsel ilişkide bulunan ve
peşin mehrini veren koca karısını aynı beldedeki
kendi evine nakledebilir.
Kocanınpeşin mehrini vermiş olduğu kadın
yolculuk mesafesinden uzak bir beldeye kaçıp, başkasıyla
evlenecek olsa, kocanıno beldeye gidip karısını
ayırarak kendi beldesine getirmesi caizdir.
Koca, karısının anne ve Babası kendi evine geldikçe,
karısını şeriat disi işleri isletmek veya
bozguncu kişiler olduklarından bozgunculuk yapacak olursalar
bunların ziyaretini yasaklayabilir.
Kocasından izinsiz sokaklarda gezen kadını kocası dövecek
olsa kocaya bir şey gerekmeyip, kadına ta'zir cezası
verilip ve yasak konulur. (Fetevây-i Âbdürrahim).
Koca karısını "Yemek pisireceksin" diye
zorlayamaz. (Fetevây-i Abdürrahim)