Fıkıh | Konular

Namazlardan sonra

Camimizde sabah namazından sonra "yâ-sîn"-i şerif
okunuyor. Bu hal namazın parçası durumuna geldi. Cemaat
beklemek zorunda kalıyor. Bu davranışımız sünnete
uygun mudur? Ayrıca okunan o Yâ-sîn-i Şeriften sonra musafaha
yapılıyordu. Şimdi sadece cuma günleri yapılıyor.
Bunun durumu nedir?


Kur'ân-ı Kerim'den bir sûre, hatta Kurân'in kalbi olarak
"Yâ-sîn"-i şerifi okumak, hele manasını düşünerek
okumak güzel bir şeydir. Bu, başka zaman okunabileceği
gibi sabah namazının arkasından da okunabilir. Cemaat
sabredip dinliyorsa, onlar da dinleme sevabı almış olur.
Ancak bunu namazın bir devamı ve tamamlayıcısı
gibi okumak da öyle dinlemek de bid'attır. Keşke cemaat bilinçli
olsa, dinleyecekse, zorunluluk olmadığını bilerek
dinlese ve sevap alsa, işi olduğu zaman da rahatlıkla çıksa,
çıktığında da diğerleri tarafından
kınanmasa. Ama çoğunlukla böyle olmuyor ve kaş
yapayım derken göz çıkarılıyor. Bunu yapan imamlar
da bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Bunu
yapacaklarına keşke tek bir ayetin manasını açıklasalardı.
O zaman Kur'ân'ın sözleri kulaklarımıza çarpıp, mum
alevine çarpan pervaneler gibi yere düşmezdi, biz de onunla
dirilmiş olurduk. Musafaha için de aynı şeyi söyleyeceğiz.
Aslında sünnet olan bir iş olmakla beraber, namazların
arkasından namazın bir gereği gibi görülerek yapılması
ve terkedildiğinde kınanmayı gerektiren bir adet halini
alması bidattır ve terkedilmesi gerekir. Yoksa musafaha
namazın arkasından da yapılır önünden de yapılır
(Musafaha hakkında geniş bilgi için bk. Ebu'1-Vefa el-Efgânî,
Muhtaşarru't-Tahâvi üzerine tahkiki 438-39; Nevevî, Fetavâ, 61).
Bu tür uygulamaların çoğu insanı camiden ve cemaatten
uzaklaştırdığı maalesef, bir gerçektir ve bunu
yapan zavallılar kendilerini kandırmaktadırlar.


Konular