Sigara içmek haram midir
Sıgaraya Haram Diyen Alimler olduğu gibi mekruh diyenler
hatta helal diyen Alimler vardır.
a. Deliller
Şunu hemen belirtelim ki, sigara hakkında yazan ve
konuşanların çoğu sigaranın haram olduğu görüşüne
varmışlardır ve sigaranın "mutlak haram"
olduğunu söyleyenlerin tutundukları deliller, onun mutlak
mubah olduğunu iddia edenlerin delillerinden hem daha çok hem de
daha tutarlıdır. Ileride bunların
tartışmasına girecek olmakla beraber bundan hemen
şöyle bir sonuç çıkarmamız da mümkündür: Sigaranın
hükmü "mutlak haram"la "mutlak mübah"ın
orta noktasından "mutlak haram"a daha
yakındır. Buna da "tahrimen mekruh" denebilir.
Mutlak haram olduğunu söyleyenler şu delilleri ileri sürüyorlar.
(Sigaraya haram diyenler arasında şunları sayabiliriz:
Surunbilali, Mesîri, ed-Dürrü'l-müntekâ sahibi; Salim
es-Senhûrî, Ibrahim el-Lekkânî, Muhammed b. Abdülkerim, Halid b.
Ahmed, Ibn Hamdûn; Necmeddin el-Gazî, Kalyûbî, Ibn Allân; Ahmed
el-Behûtî (el-Mevsû'âtü'l fıkhıye, Kuveyt X/101 -102))
1. Hadis-i şerife soğan ve sarmısak için: "şu
iki bitkiden yiyenler mescidimize yaklaşmasın, çünkü
insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler
de rahatsız olurlar" buyurulmuştur. (Bu ve benzeri
hadisler için bk. Müslim, mesâcid 68-78.)
Sigaranın kokusu soğan ve sarmısaktan daha az
rahatsız edici değildir ve üstelik sürekli ve kalıcıdır.
Insanlarla devamlı beraber olmak zorunda olan melekler de
vardır. Sigara içen insan kısa zamanda ağız
kokusunu gideremez. Ağzı kokarken de camiye gelmesi
yasaklanmıştır. Bu da onun sürekli camiye gelmemesini
gerektirir. Böyle sonuçlara sebep olan birşeyin haram
olmaması düşünülemez.
2. Buna bağlı olarak her türlü canlıya ve
öncelikle de insana eziyet vermek haramdır. Ayet-i Kerime'de :
"Mü'min erkekler ve Mü'min kadınlara haketmedikleri bir
şeyle eziyet edenler şüphesiz açık bir buhtan ve günah
yüklenmişlerdir" (K. Ahzâb (33) 58 ) buyurulmuştur.
"Her eziyet veren ateştedir" denmiştir. Sigara içenler
içmeyenler için küçümsenmeyecek bir eziyettir. Özellikle de
sigara içen bir es, içmeyen hayat arkadaşı için bitmez
tüKerimez bir eziyettir.
3. Eza veren şey aynı zaman da pisliktir. Pis olan bir
şeyin hakkı ise haram kılınmaktır. Ayette
"habis (murdar) şeylerin haram
kılındığı bildirilmiştir. (K. A'râf (7)
l57 ) Hz. Peygamber de soğan ve sarmısağa
kokularının ağır olmasından ötürü "şu
iki habis bitki" diye tabir etmiştir. (Bk. Müslim, Mesacıd
76) Rahatsız edici koku sigarada da fazlasıyla vardır.
Öyleyse o da "habis"tir. Habis olan şeyleri ise Allah
haram kılmıştır.
4. Sigaranın teneffüs edilen kısmı dumandır,
yani ateştir. Oysa bunların yenilmesi ve içilmesi haramdır.
Ayette haksız yere yetim malı yiyenlerin
karınlarıyle ateş yiyecekleri söylenirken, (K. Nisa
(4) 10. ) ateşin bir ceza aracı olduğu
anlatılıyor. Bu ise helâl bir nimet olamaz. Keza "Artık
semanın açıkça bir duman getireceği günü
gözle" (K. Duhân (44) l0.) denirken dumanın (duhân) yine
bir ceza ve tenkit aracı olduğu anlatılır. Suçlulara
ceza aracı olarak yaratılan şeyler insanlar için nimet
olamazlar. Hz. Peygamber'de sıcak yemekten hoşlanmazlar ve
"Allah bize ateş yedirmemiştir" derlerdi. (Benzer
hadis için bk. el-Hindî, Kenz. VN/109)
5. Sigara hiçbir faydası bulunmayan safi bir israftır.
Allah'ın insanların kıyamını
(yaşayabilmelerini) sağlaması için bahsettiği
"mal'ın (K. Nisâ (4) 5.) ziyanıdır. Bazan çoluk
çocuğunun nafakasını kısmaktır. Oysa pekçok
ayet ve hadislerle hem israf hem de malı ziyan etmek
yasaklanmıştır. (Bk. K. En'âm (6) l41; A'râf (7) 31;
Hadis için bk. Buhari, zekât 18; Müslim, Akdiye 14.) yani haram kılınmıştır.
Dolayısı ile bu durumda olan sigaranın da haram
olması iktiza eder.
6. Sigara abesle iştigaldir. Allah ise insanları boş
yere (abesle iştigal için) yaratmadığını
bildirmiştir. (K. el-Mü'minûn (23) 115)
7. Sigara "bid'at" tır. Çünkü bid'atın bir göstergesi
de, yapıldığında ona karşılık bir sünnetin
kaybolmasıdır. Sigara için insanlarda önemli bir sünnet
olan ağız temizliği kaybolmaktadır. "Her
bid'at ise dalalettir. Her delalet de cehennemdedir". (Müslim,
Cum'a 43; Ebu Davud, Sünnet 5.) Cehenneme müncer olan bir şeyin
haram olması gerekir.
8. Sigara Islam alemine Hiristiyan ve Yahudilerden geçmiştir
ve onların bir uygulamasıdır. Oysa müslümanlar başkalarına
benzemekten menedilmişlerdir. Binaenaleyh, sigara bu açıdan
da menedilmiş yani haram kılınmış olur.
9. Hepsinden önemlisi, sigara insan için zararlı bir
şeydir. "Bütün zararlılar ise haramdır" Gerçekten
de bu gün artık sigaranın kimseye yarar
sağlamadığı, aksine pek çok zararlarının
olduğu tıp uzmanlarınca ortaya konmuştur.
(Sigaranın zararları konusunda ISAV'da tertib edilen
(26.10.199l ) sempozyuma sunulan tebliğlere ek olarak ayrıca
bk. en-Nesîmî, age. I/343 vd.) Zararlılarda aslolan hükmün
"haram" olacağında ise Islâm alimleri arasında
adeta ittifak vardır. Çünkü "zarar ve zarara mukabıl
zarar yoktur. (Mecelle md. l9 )Allah "Kendi kendinizi
öldürmeyin" (K. Nisâ (4) 29 ) "Kendinizi kendi
ellerinizle tehlikeye atmayın" (K.Bakara (2) 195 )
buyurmuştur.
10. Sigara bütün bütün sarhoş etmese dahi bir nevi
gevşeme ve uyuşturma tesiri yapmaktadır. Bütün sarhoş
ediciler haram olduğu gibi, uyuşturucu ve fütur verici
şeyler de haramdır. Ne var ki, sigara içene, sarhoş
edicilere verilen ceza verilemez.
11. Hadis-i şerifte "Helâlın da haramın da
belli olduğu, aralarında şüpheli şeyler
bulunduğu, onlardan sakınanın dinini ve
ırzını koruduğu, onlara düşenin ise harama düşecegi..."
bildirilmiştir. (Buharî, Iman 39; Müslim, müsâkât 107.)
Sigara ise en azından böyle bir durumdadır ve netice
itibariyle harama götürür.
12. Sigara konusunda Islâm Halifesinin yasaklaması mevcuttur.
şeriate muhalif olmayan konularda veliyyu'1-emrin isdar
edeceği buyruklara şer'an uyma zorunluluğu vardır,
aksine hareket ise naslarla haram
kılınmıştır. Binaenaleyh, sigaranın da
haram olması gerekir.
13. Sigara insanı, Allah'ı zikretmekten ve O'na
karşı kulluk görevlerini ifa etmekten alıkoyar. Sigara
tiryakisi oruca çok zor tahammül eder. Bu yüzden pek çok kişi
oruç tutmaz. Itikata hiç cesaret edemez. Allah'ın zikrinden
alıkoyan birşey ise batıldır, haramdır.
b. Itirazlar
Mutlak haramdır diyenlerin delillerine de -her ne kadar
diğerlerinden çok güçlü olsalar dahi- pek çok yönden itiraz
edilebilir. Mesela :
Sigaranın soğan-sarmısağa kıyas yoluyla
haram görülmesi biraz önce açıkladığımız
sebeplerden ötürü mümkün değildir.
Sigaranın her halükarda başkasına eziyet
olacağı söylenemez. Bu illetten hareket edilirse başkaları
ile hiç irtibatı olmayanlar, mescidlere belli bir özürden
ötürü girmeyenler ve özellikle de kadınlar için bir hükmün
geçerli olmayacağı sonucu ortaya çıkar ki, böyle
muttarit olmayan bir hükme itibar edilmez. Sigaranın maddesinin
pis olduğunu kimse söylememiştir. Yani üzerinde sigara taşıyan
birisi, necaset taşıyor değildir dolayısı ile
bu durum onun temizlik isteyen ibadetlerine, meselâ namazına
engel teşkil etmez. Gerçi işaret edilen ayette
Allah'ın (c:c) "habis" haramdır, ama soğan ve
sarımsağın "habis" olan yönleri maddeleri değil,
kokularıdır. Nitekim onlar için Hz. Peygamber'den
"habis" nitelenmesini duyan sahabe "Haram kılındı!
Haram kılındı" diye ilan edince Hz. Peygamber:
"Ey cemaat ! Allah'ın bana helâl kıldığı
bir şeyi haram etmek benim elimde değildir. Şu var ki,
ben bu bitkinin kokusundan hoşlanmıyorum" (Bk. Müslim,
mesâcid 76 (Davudoğlu NI/445)) buyurmuştu. Sigaranın
onlara benzediği yönü kokusudur. Binaenaleyh. "habis"
olan yönü de kokusu olmuş olur. Bu da aslını isti'mal
etmenin haramlığını gerektirmez. Duman ve
ateşle ilgili ayet ve hadisler ise fıkıh usulü ilmi
ile bilinen hiçbir delalet yolu ile sigaranın
haramlığına delalet etmezler. Öyle olsaydı bu
konuda alimler arasında zaten ihtilaf olmazdı.
Sigaranın mutlak bir israf olduğu da
tartışılabilir. Zira hayatı ihtiyaç bulunmamakla
beraber helal gıdalardan pekçok çesidi ile telezzüz haram
görülmemiştir. Meselâ normal gıdasını alan bir
insanın yanında sürekli ananas gibi birşey bulundurup
ondan zaman zaman alması haramdır denemez. Sigara
çoluk-çocuğun nafakasını keserek içilirse bu durumda
da haram olan sigara değil, onların nafakalarını
kısmak olur. Bunu kahvede çay içerek de yapsa yine böyledir.
Sigara da -eğer bir başka delille haramlığı
ya da mahzuru ispatlanmazsa - bu helâl telezzüz araçlarından
biri sayılabilir. Kaldı ki tiryakiler için sigara ekmekten
ve sudan daha öncelikli bir ihtiyaç halini alabilir. Yine bu durumda
abesle iştigal olmaktan da çıkar.
Sigaranın bid'at olduğunu söylemek ise hiç mümkün değildir.
Çünkü terim olarak "Bid'at"; sünnet karşıtı
olarak, din koyucunun açıkça ya da dolayısı ile, sözlü
ya da fiili izni olmaksızın sahabeden sonra dinde görülerek
ortaya çıkan eksiltme ya da fazlalaştırmalardır.
(SBA Risale I/50 "Bid'at" md) Sigaranın hiç kimse
tarafından dinden bir hareket olarak uygulanmadığı
açıktır.Gayrı müslimlere benzeme konusunda yasak
olan, onlara has şeylerde onlara benzemeye çalışmaktır.
Mübah olan şeyleri tenavülde benzeme sözkonusu değildir.
Sigaranın insanlar için zararlı olması iddiasi
eğer ispatlanırsa - ki bugün ispatlandığı söyleniyor
bunu ciddiye almamak mümkün değildir. Ancak zararlar
arasında da bir meratib (hiyerarşi) vardır ve haram
olan zararlıların yanında mekruh olan zararlılar
da bulunmaktadır. Helalın ve haramın belli
olduğunu, aralarında ise şüpheli şeyler
bulunduğunu söyleyen hadis zaten haramların belli
olduğunu söylemekle sigarayı haramlar cümlesinden bizzat
çıkarmıştır. Çünkü naslarla belirlenen
haramlar arasında sigara bulunmamaktadır. Islam Halifesinin
yasaklamış olduğu birşey, eğer naslarla sabit
bir husus değilse tabii olarak "raiyyenin maslahatına
menuftur" ve bu yüzden de sırf kendi zamanını
ilgilendirir. Bir başkası bir başka hüküm israr
edebilir. Bu defa da ona uymak zorunlu olur. Sigara Allah'a zikri ve
kulluğu bazı konularda zorlaştırsa dahi
insanların mükellef oldukları ibadetler öncelikle farzlar
ve vaciplerdir. Pekçok sigara içen kimseler ibadetlerirnde tamıtamına
yapmaktadırlar. Binaenaleyh, bu da bir haram sebebi olamaz.
4.MEKRUH OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİN DELİLLERİ
Haram ve mübah diyenlerin yanında. sigaranın mekruh
olduğunu söyleyen alimler de vardır. Onlar da şu
delillere tutunurlar :
1. Sigaranın kokusu kerihdir. binaenaleyh, pırasa,
soğan ve sarımsağa kıyasla mekruh olması
gerekir.
2. Kesin haram olduğunu bildiren deliller
bulunmamaktadır. Binaenaleyh, sigaranın hükmü şüpheli
bir konudur, şüpheli olan şeyleri yapmak ise en
azından mekruha götürür. Öyleyse sigaranın da mekruh
olması gerekir.
5. GÖRÜŞLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE
SONUÇ
a. Genel Değerlendirme
Vakıaların hükmünü belirlemede ehli sünnet
çizgisindeki mezheplerin ittifakla kabul ettikleri deliller kitap,
sünnet, icma ve kıyastır. "Masalih-i mürsele"
ve "Istihsan" ise tartışmalı olmakla
beraber yine bu mezheplerin öyle ya da böyle başvurdukları
delillerdendir. Akıl ise olayların hükmünü belirlemede
tek başına bir delil değildir. Ehl-i Sünnet
çizgisinin görüşü budur. Aklın şer'i bir delil
olması sadece Mutezile ve şia görüşüdür. Buna
göre :
Hicri 11. Asrın başlarında ortaya çıkan
sigara hakkında kitap; sünnet ve icma delilinin bulunmaması
tabiidir. Diğer bir ifade ile, filan ayetin veya hadisin
herhangi bir dalalet yoluyla delâletine, ya da müctehidlerin icmaına
binaen sigara haram veya mübahtır, denemez.
Kıyasa gelince, şüphesiz bu, üç asıl delilden
sonra ahkâm belirlemede en önemli delildir ve şartlarına
uygun kıyasın işletilmesi de bir ictihattır,
dolayısı ile kıyas yapmak ehlinin, yani müctehidlerin
işidir. Hükmü nasların delâletlerinin delaleti ile anlaşılacak
kadar açık olan konular ise bundan müstesnadır. Bu
durumda sigaranın kıyas edilebileceği - edildiği
- en yakın asıl pırasa, sogan ve
sarımsaktır. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, Hz.
Peygamber (s.a.s) bu bitkilerden yiyenlerin, ağız
kokularıyla meleklere ve insanlara eziyet edecekleri için
mescide gelmemelerini emretmiş, hatta bu durumda gelenler
olmuşsa onlan mescitten çıkartarak Bakî Mezarlığı
istikametine göndermiştir. Çoğu insanlarca
sigaranın ihdas edeceği ağız kokusu da bundan
daha az rahatsız edici değildir. Öyleyse sigara da aynı
hükmü almalıdır. Ama bu hüküm nedir ? Sogan-sarımsak
konusunda (asıl) baktığımızda onların
yenmelerinin yasak edilmediğini, hatta bir hadisle teşvik
edildiğini, dolayısı ile mekruh dahi görülmediğini
müşahede ederiz. Yasak edilenin onları yiyenin henüz ağız
kokusu çıkmamışken camiye gelmeleridir ve bu hükmün
(haram ya da mekruh) illeti de eza vermek"tir. Imdi sigarayı
buna uygularsak; önce sözkonusu illetin onda da aynı
ölçüde bulunup bulunmadığı tartışma
konusu olabilir. Çünkü sigara içen herkesin nefesi rahatsız
edici ölçüde kokmamaktadır, bu açıdan
kıyasın "aslı" ile "fer'i"
arasında küçük de olsa bir fark vardır. Ikinci olarak
"illetin bulunmayacağı yerde hülanün de bulunmayacağı"
esasına göre, ister sogan-sarmısak'ta, ister sigarada
herhangi bir yolla ağız kokusunun izalesi mümkün olursa
bu, hükmün de kalkmasını gerektirir. Kaldı ki,
"asıl" daki hüküm, soğan-sarımsak yemenin
haramlığı ya da mekruhluğu değildir.
Binaenaleyh, sigaranın onlara kıyaslanmasının
uygun olması halinde bile bu, tek başına
sigaranın içiminin haram ya da mekruh olmasını
gerektirmez. Ne var ki, sigara içenin ağız kokusu,
diğerleri kadar çabuk çıkmayacağı
dolayısı ile mescidlere sürekli gidemecegi ve seairden
olan bir sünnetin -cemaate gitmek gibi- sürekli terki de mekruh ya
da haram olacağı için, (Bk. Zeydan, el-Vecîz 36.) bu
sebeple sigara içmek de aynı hükmü alır. Ancak bu esasa
göre de yine kokusunun izale yöntemi bulunursa hüküm de ortadan
kalkar.
Sonuç olarak sigaraya hüküm vermede en güçlü delil
görülebilecek kıyas da nihâi hükmü belirlemede yeterli
olmamaktadır.
Geriye ihtilâflı deliller kalırki, bunlar da
Hanefilerin "istihsan"ı ile Malikilerin
"istislahı" (masalih-i mürsele)'dir. Sigara için
istihsanın işletilebilecek yönleri zaruret, umumi helva
ya da kıyas-i hafidir. Sigara içmekte bir zaruret olmadığı
herkesin kabulüdür. Umumi helvanın olup
olmadığı tartışılabilir. Çünkü
sigaranın bir "fısk" sayılması halinde
günümüzde o ölçüdeki fısklardan sakınan dini bütün
insanlar çok yüksek oranda sigara da içmemektedirler. Bu kesimde
içenler azınlıktadır. Bunun dışındaki
müslümanlar ise fısk olduğu sabit olan benzeri konularda
dahi tesahül göstermektediler. Binaenaleyh; onların sigara içmeleri
de umumi helvadan değil, tesahül ve laubalilikten kaynaklanıyor
denebilir. Böylece zaruret ve umumi helva tarzındaki bir
istihsanla da sigaranın hükmüne ulaşmak mümkün
görülmemektedir.
Kıyas-ı Hafi tarzındaki bir istihsan istislahla
aynı şey olur ki. bu da sigaranın zararının
kesinkeş sabit olmasına bina edilebilir ve açık
naslarla haram kılınan nesnelerdeki ortak özellik, insan
için hayati zarar taşımalarıdır. Aynı
şey sigarada da mevcuttur, ya da böyle bir "asıl"
bulunamazsa dahi sigaradaki mefsedet yönü daha ağırlıklıdır.
Binaenaleyh mahzurludur ve ?memnu' olması gerekir denebilir.
Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu delillerde de
ittifak yoktur ve bu yolla sigara kesin haramdır. hükmünü
vermek zordur.
b. Sonuç
Buraya kadar serdettiğimiz delillere ve
tartışmalarına bakarak diyebiliriz ki
1. Sigaranın mahzurlu olduğuna işaret eden deliller,
mübah sayılması gerektiği istinbat edilen delillerden
hem çok daha fazla, hem de delalet yönleri daha açıktır.
Mübahlığı istinbat edilen deliller çok umumi
delillerdir ve pek çok yönden tahsis edilmişlerdir.
Binaenaleyh, sigaranın mahzuruna işaret eden delillerle
ayrıca tahsis edilebilirler. Buna göre sigaranın mutlak mübah
olduğunu söyleme imkanı kalmaz. Zaten mübah olduğunu
söyleyenlerde, ondaki zararın mevhum olduğunu, muhakkak
olmadığını, muhakkak olması yani
zararının ispat edilmesi halinde haram
olacağını, çünkü "zararlılarda asıl
olanının" haram olmak olduğunu söylerler. Mesela
Ibn Abidin bunlardan birisidir.
Her hangi birşeyi "mübah kılan bir delille haram
kılan bir delil çatışırsa haram kılan
diğerine tercih edilir" ve "haram ile helal çatışırsa
haram galip gelir" gibi fıkıh kaideleri de
sigaranın yerinin mübah yönünde olmadığına
işaret eder. Böylece sigaranın şer'an mahzurlu
olduğu ortaya çıkmış olur. Ancak bu mahzurun
hiyerarşideki yeri neresidir. Işte bunu tayin etmek zor gözükmektedir.
2. Bazılarına göre zarar "kerahati", bazılarına
göre de haramlığı gerektirir. Ama herhalde bunu da
tafsil etmek ve kerahat ve haramlığını
zararına göre tesbit etmek gerekir. Konuyla ilgili olarak
Mustafa Zerkâ'nin ölçüsü şudur: "Zararı kesine
yakın (zanni galip) olan haram, zararı şüpheli ve
hafif olan ise mekruhtur" (Mahmud Nazım, age. I/369) Ancak
sigara hakkında, makbul delâlet yollarından biriyle onun
haram olduğunu gösteren bir nassın
bulunmadığını da hesaba katarsak onun için haramdır
dememiz de tehlikeli olabilir.
3. Netice itibariyle en az yanılma ihtimalı olan hüküm
olarak sigaraya "mekruh" denmesi gereği ortaya çıkıyor.
Ama bu durumda da tenzihen bir mekruh olabileceği gibi tahrimen
bir mekruh da olabilir. Doğrusu; insanın
sağlığına pek çok yönden zararı,
tiksindirici kokusu, (habisligi) israf oluşu vb. yönleri hesaba
katıldığında iki mekruh arasındaki yerinin
"tahrimen mekruh" olana daha yakın olduğunu söylemek
bize daha isabetli gelmektedir. Konu hakkında yazılan
risalelerin en derli-toplu olanın yazari Imam Lüknevi'de sigaranın
mekruh olduğu sonucuna vardıktan sonra bu kerahatin tahrimen
mi yoksa tenzihenmi olduğu konusunda mütereddid olduğunu
anlatır. (Lüknevi, nge. 22)
4. Bunlara bağlı olarak sigara ile ilgili başka hükümler
de sözkonusu olur. şöyle ki :
a. Sigaranın mübah olduğunu söyleyenlere göre
tütün ziraati ve sigara alım satımı yapmak da mübah
ve helal olmuş olur. Tabiatiyle sigaranın mekruh ya da
haram olduğu söylendiğinde de, ziraati ile ticareti de
aynı hükmü olacaktır. Ne var ki tütünün bitkisinden
yaş ya da kuru olarak tıp, kozmetik ve hayvan yemi gibi
başka maksatlarla da yararlanılıyorsa o takdirde onun
ziraatinin mahzurlu olmadığı
anlaşılır. Fakat her halükarda tütün ziraati ve
sigara alım satımı yapmaktaki mahzur içilmesinden
daha azdır. Çünkü sigaranın maddesi bizzat
(li-aynıhi) pis değildir.
b. Oruçlu olarak sigara içmek ittifakla orucu bozar ve
keffareti gerektirir. Çünkü cefine duman kaçmakla, dumanı
bizzat yudumlamak ayrı ayrı şeylerdir.
c. Sigaranın mübah olduğunu söyleyenler, kadının
sigara içmesi halinde, kocanın vereceği nafakaya onun
sigara harcamalarını de eklemesi gerektiğini kabul
etmek zorundadırlar. Mekruh ve haram olduğunu söyleyenlere
göre ise böyle bir zorunluluk yoktur.
d. Sigaranın hükmü ne olursa olsun kocanın bundan
rahatsız olması durumunda karısını sigara içmekten
men etme hakkı vardır. Bu bir insanlık hakkı
olduğundan ötürü kadının da aynı hakkı
bulunmalıdır.
e. Sigara içmenin haram ya da mekruh olduğu kabul edilmesi
halinde bu küçük ya da büyük bir günah olacak ve
ısrarı ile daha da büyüyecektir.