Sahitlik
Islâm'da bazı konularda iki kadının
şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk
tutulması, kadına hakaretten değil,
"fıtratın ve tabiîliğin gözetilmesinden dolayıdır.
Çünkü Islâm toplumunda kadın çarsıya pazara ancak
ihtiyacı ölçüsünde çıkar ve şahitlik gerektiren
konulara çok az muttalî olur. Duygusal yapısından ve
yaratılışından ötürü, gördüğü olaylardan da
çok çabuk etkilenir ve bir tarafın lehine haklılık ve
haksızlığına bakmadan, tavır koyuverir.
Psikolojik araştırma ve istatistikler bunun böyle olduğunu
bilimsel yöntemlerle ispatlamıştır. Yine bu tür olaylar,
kadın. genellikle ilgilendirmeyen olaylardır. Bu yüzden unutması
ve olayın oluş biçimini hatırlayamaması normal bir
olgudur. Ama iki tane olmaları halinde bu ihtimal ortadan kalkar.
Kaldı ki, tamamen kadınların ilgi sahası olan
doğum, bekâret, emzirme (rada) gibi konularda erkeğin
değil, kadının şahitliği geçerlidir. Yani bu
konunun isabetlilik derecesi, "fıtrat" ve Islâm toplumu
düşünülürse anlaşılabilir.
Kadının hakim ve devlet başkanı
olamayışındaki hikmet de, yine onun duygusal
yaratılışı ile ilgilidir. Söylediğimizi tekrar
edersek; konuya teorik olarak bakıp, daha insancıl görüneni
savunma yerine, pratik ve gerçekçi açıdan bakıp, insanî olanı
almak daha akıllıca olsa gerektir. Tekrar edelim; tarihte
kadınların hâkim olduğu hangi ülke yıkımla sonuçlanmamıştır?
Öyleyse Rasûlüllah Efendimiz doğru söylemiştir:
"Idarelerini bir kadına teslim eden milletler iflah
olmayacaklardır". (Buhârî, Megâzî 82, fiten 18; Tirmizî
fiten 75; Nesâî, kudât 8;Mûsned V/43, 51, 38, 47.) Şu anda ikiyüze
yakın devletin kaçının başı kadındır?
Kadın haklarını savunduklarını sanan ülke
insanları, niçin yüzde doksandokuz oranında erkek idareciler
seçiyorlar? Diğerlerini bir tarafa bırakalım, kadın
erkek eşitliğinden sözeden hangi ülkenin parlamentosunda, hiç
olmazsa erkeklerin yarısı kadar kadın vardır?