Kasetten kur'an-i kerim dinlemek
Kur'an-ı Kerim dolu kasetlere abdestsiz el sürülmez deniliyor,
doğru mudur? Yine vaaz da, Kur'an dan, başka Şeyler de
,dinlenilmez, çünkü onun feyzi olmaz, hiçbir yarari dokunmaz
deniliyor. Bu yüzden de teyp ve kasete adeta düşmanlık açılıyor,
ne dersiniz?
Kur'an-ı, usul kitaplarımız şöyle tarif ederler:
"Rasûlüllah'a indirilip, mushaflarda yazılı olan ve hiç
bir şüphe bulunmayâcak tarzda bize kadar tevatürle gelen kitaptır."(
Molla Ciyûn, Nûru'1-envâr I/11,12) Abdestsiz dokunulamayacak olan,
Kur'an'ın yazılı olduğu mushaflardır. Bantlara
mushaf denmeyeceğine göre -Allahu a'lem- onlara abdestsiz dokunmakta
beis olmamalıdır. Ancak herhalde ihtiyata uygun olan, Kur'an
dolu olduğu bilinen bantları da abdestsiz
tutmamaktır.Kur'an-ı Kerim, vaaz ya da dinlemesi haram olmayan
diğer şeyleri teypten, radyodan ya da videodan dinlemenin ne
mahzuru olabilir?Mahzurlu olan, Kur'an-ı münâsebetsiz yerlerde
okumak, okutmak, ya da Kur'an okunurken saygısız davranmak,
dinlememek, meselâ konuşup eğlenmek, gülüp lâubâlî
hareketlerde bulunmaktır. Kur'an teyp v.b. âletlerden,
şartlarına uygun olarak okunuyorsa, dinleme âdâbına
uyularak da dinleniyorsa okunur ve dinlenir, okunmalı ve
dinlenmelidir. Meselâ kadın, tek başına el işini
yaparken, mutfağını temizlerken, boş duran
kulağı, güzel okunmuş bir Kur'an tilâvetinde olsa, ruhu
sürekli Kur'ân'la haşır-neşir bulunsa dahâ iyi olmaz mı?
Bize göre daha iyi olur. Hattâ öyle yapmalıdır; Kur'an tilâveti
ile, çok güzel konuşmalarla, hem rûhunu, hem kültür ve irfanını
beslemelidir. Tâ ki, ruhun gıdasi diye zehirleyici
tangırtılar dinlemesinler, en büyük nimet olan zamanlarını
öldürmesinler.
Teyp vb. aletlerden dinlenen Kur'an da Kur'andır, aynı
şartlarla dinlenilmesi ve secde âyeti okunursa secde yapılması
gerekir. Bunu sesin daglardan yankılanmasına benzetemeyiz. Bu
tıpkı Hz. Musa (a.s.)'ın Allah'ı (c.c.)
vasıtasız olarak, ya da ağaç vasıtası ile
dinlemesine benzer. Nasıl o şekilde duydukları
Allah'ın kelâmı ise, bu âletlerden dinlenen Kur'an da Allah'ın
kelamıdır. Çünkü Kur'an'a Allah'ın kelâmı denmesi,
o lafızlarla anlatılan mananın, Allah'ın ezelî
"Kelâm" sıfatına nisbet edilmesi itibari iledir.
Canlı bir şahıs okurken de Kur'an olan, onun çıkardığı
sesler değil, onların manası ve manaların
kalıbı olan nazımdır.( Mustafa M. Ammâra, et-Tergib
Hâsiyesi)Bizce el-A'râf suresindeki bir âyet-i kerimede bu
söylediklerimizi doğrular anlamdadır: "Kur'an
okunduğunda onu hemen dinleyin ki, esirgenmiş
olasınız" (7/204). Dikkat edilirse burada "birisi
Kur'an okuduğunda" denmemiş de "okunduğunda"
denmiştir ki bu, her nasıl olursa olsun okunduğunda,
anlamını verir.Bu tür âletlerden Kur'an dinlenmeyeceğini
söyleyenler, elbette dinlerken gösterilecek ciddiyetin,
şahıstan dinlerken gösterilecek olan gibi olamıyacağı
endişesiyle böyle söylüyorlar. Bu endişe bütün bütün
yersiz değildir. Ama Kur'an okunurken saygının okuyana
değil, Allah'a olması gerektiğini bilenler, âletten
dinlerken de saygılı olurlar.