Kolonya
Kolonyanın Islâmî hükmünü, içinde bulunan "alkol
unsuru"na göre belirlemek gerekir.
Cenab-ı Hak içkiyi yasaklamıştır. Kur'ân-ı
Kerim'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Içki, kumar,
putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer
pisliktirler. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa
eresiniz" (el-Maide, 5/90).
Bu âyette zikredilen "hamr" kelimesi, Ebû Hanîfe ile
birçok sahabe ve tabiin bilginlerine göre "üzüm
şarabı" anlamındadır. Dil bilginleri de,
hamr'ın bu anlamı üzerinde görüş birliği
iğindedir.
Kur'ânî anlamda "Her sarhoş edici içki hamr'dır"
denilemez. Ebû Hanife ve aynı görüşe olanlara göre, bazı
Hadislerde "hamr" sözcüğünün kullanılması
(bk. Buhârî, Edeb, 80, Ahkâm, 22, Meğazî, 60; Müslim, Eşribe,
73-75; Ebû Dâvud, Eşribe, 5,7) ve hamr'ım buğday, arpa,
kuru üzüm veya baldan yapılmış olabileceğinin
bildirilmesi (bk. Buhârı, Tefsîru Sûre, 5, Eşribe, 2,5; Müslim,
Tefsir, 32,33; Ebu Davud, Eşribe, 1,4), üzüm şarabı
dışındaki müskirât için mecaz yoluyla kullanılmıştır.
Çünkü, üzümden yapılan şarabın (hamr)
dışındaki diğer içkilere arapçada; müselles,
bâzuk, musannaf gibi başka adlar verilmiştir (Ibn Âbidîn,
Reddü'l-Muhtâr, Istanbul, 1984, VI, 448, 449).
Bu duruma göre, üzüm şarabının aynen haram ve necis
olduğunda görüş birliği vardır. Kur'an'da ona,
şeytanın işinden bir "rics (pislik)" denilmesi,
bizzat kendisinin haram olmasından dolayıdır. Ayrıca
hamrın haramlığı mütevatir sünnetle de sabittir ve
bu konuda icma' da vardır. Içene had uygulanması için, sarhoşluk
verecek kadarını içmek de şart değildir. Onun tek
damlası dahi haramdır, içene had uygulanır.
Galîz necâset çeşidinde pis sayıldığından
alım-satımının caiz olmadığında da
şüphe yoktur.
Kolonyanın yapımında şarap cinsi alkol
kullanıldığı takdirde, bu alkol
karıştığı sıvıyı da pis hale
getirir ve insanın beden veya elbisesinden avuç içinden daha
büyük bir kısmına sürülmesi hâlinde temizlenmedikçe namaz
kılmak caiz olmaz.
Ebû Hanîfe ve bazı sahabe ile tabiin bilginlerine göre
üzümden başka maddelerden yapılan diğer sarhoşluk
veren şeylerin haramlığı ise; sarhoş edici
özelliği yüzündendir. Bunların içme dışında
başka amaçlarla kullanılması ve
alım-satımları caizdir.
Ispirtonun yakıt olarak bazı alkol türevlerinin de sanayıde
temizleyici, parlatıcı; tıpta mikrop öldürücü olarak
kullanılması gibi. Hatta Ebû Hanîfe üzüm şarabı
dışındaki müskiratın, sarhoşluk vermeyecek
miktarını, fasık ve ehl-i küfre benzeme kastı
bulunmaksızın, sırf kuvvet kazanmak amacıyla az bir
miktarının içilmeşinin caiz olabileceğini söylemiştir.
Buna göre, üzüm şarabından üretilmeyen ispirto, bira ve
benzeri içkiler, içilemezse de, elbiseye veya bedene sürülmeleri
hâlinde bu, namaza engel olmaz (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi',
Beyrut, 1394/1974, V, 112,113 vd.; Ibnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, Bulak
1318, VIII, 153 vd.; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an
Dili, Istanbul, 1960, 11 761-763).
Hanefilerde tercih edilen görüşe ve Şafii, Mâlikî ve
Hanbelî mezheplerine göre, müskiratta azın hükmü çoğun hükmüne
bağlıdır. Delil, Hz. Peygamber'in şu hadisidir:
", çoğu sarhoş edenin azı da haramdır"
(Tirmizi, Eşribe, 3; Nesaî, Eşribe, 25; Ibn Mâce, Eşribe,
10; Dârimî, Eşribe, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III,
343). Islâm'a göre, içme bakımından bütün sarhoşluk
veren maddeler genel anlamda "hamr" kapsamına girer.
Tıp ilminin sarhoş edici müskiratı aynı nitelikte görmesi
ve alkol kelimesinin arapça "elkûhl" kelimesinden Avrupa'ya
geçtiği dikkate alınırsa, hamr'ın genel ve özel
anlamı birlikte kapsadığını söylemek
mümkündür. Bu müskirâtın tıp alanında
kullanılması ise, "zarûretler, haram olan şeyleri mübah
kılar" prensibine dayanır (Elmalılı, a.g.e., II,
763).
Günümüz kimya sanayıinde, mayalanmış şekerli
sıvıların damıtılmasıyla elde edilen
sıvılara "alkol" denir. Halk arasında en çok
bilinen alkol türü ispirtodur. Ispirtonun kimyadaki adı
"etanol" veya "etil alkol"dür. Alkol elde etmek için
iki yol vardır. Mayalandırma yolu, sentetik yol.
Alkol mayalandırma yoluyla; üzüm, patateş, Mısır,
arpa ve melâs gibi şekerli ya da nişastalı maddelerden;
sentetik yolla da, karpit (kalsiyum karbit)'ten elde edilir. Sentetik
yolla üretilen alkol, kg. başına 7.080.000 kalori ısı
verir. Bu yüzden iyi bir ısıtma aracı olarak
kullanılır. Bunun yanısıra iyi bir eritgendir de.
Özellikle koku sanayıinde, esansları eritmekte
kullanılır.
Sonuç olarak, günümüz kolonya sanayıinde, üzüm
şarabı dışındaki, kamış, patateş,
bazı ağaçlar, Mısır ve benzerleri ile sentetik
yollarla elde edilen alkolün içilmesi caiz değildir. Ancak, Ebû
Hanîfe ve aynı görüşte olan Islâm hukukçularına göre,
elbiseye ve ya bedene sürülmesi mümkün ve caizdir. Yıkanmadan
namaz kılınması hâlinde namaza zarar vermez. Kolonya
kullanımının çok yaygın olması yüzünden, bu
konuda umûmî belvâ vardır. (bk. "Belvâ-i âmme"
maddesi) Kısa sürede buharlaşarak iz
bırakmadığı dikkate alınarak Ebû Hanîfe'nin
fetvasıyla amel etmek mümkündür. Çoğunluğun görüşüne
uyanlar da "takvâ"yı tercih etmiş ve ihtiyata
uymuş olurlar.