Fıkıh | Konular

ölünün haftasi, kirkinci, elliikinci gecesi:

Bu tür şeyler Islâm'da bulunmayan ve İslam'ın
canlı dönemlerinde uygulanmayan bid'at davranışlardır.
Buna benzer bid'atler, hep dini hayatın ve inançların
zayıflamasıyla ortaya çıkar ve iki şeyi ispata yarar:
Bir; demek ki insanlar inançsız yaşayamazlar. Eğer
Allah'ın gönderdiği gerçek dini öğrenip ona uymazlarsa
kendilerinin icat ettikleri Saçma dinleri uygularlar. Iki; dini bütün
ve A1lah'ın gönderdiği dini bilinçle yaşayan insanlar, bu
tür bid'atlara ihtiyaç duymazlar.


Ancak bazı işlerin ölüye yarar sağlayacağı
ve bazı davranışların sevabının onlara
ulaşacağı da bir gerçektir. Âlimlerin çoğu meselâ;
ölen birisi için verilen sadakanın, şartlarına uygun
olarak okunan Kur'ân-ı Kerîm'in, yapılan duâların ona
ulaşacağını söylemişlerdir. (bk. Nevevî,
Fetâvâ 92; Ibn Âbidîn, el-Ukâd l1/297.) Fakat ölenin mü'min olarak
gitmiş olması, bunun birinci şartıdır. Mü'min
olarak ölmeyenler için yapılan bağış dileklerinin
aslâ kabul olunmayacağını, Allah (c.c.) Kur'ân'da haber
vermektedir. (Tevbe (9) 80.) Hattâ Kur'ân'ın bazı âyetlerini
de olsa kabul etmeden ölen birisi için duâ etmenin, duâ edeni de
kâfir edeceğini söyleyenler vardır. Çünkü onun kâfir olduğu,
Allah'ın indirdiğini kabullenmemesiyle belli olmuştur.
Allah ise kâfiri bağışlamayacağını
bildirmiştir. Buna rağmen onun
bağışlanmasını istemek, Allah'a karşı
çıkmak sayılmış ve insanı küfre sokacağı
bildirilmiştir.


Böyle belirli gecelerde toplanıp ölen için birşeyler
yapmaktansa, imkân bulunulan herhangi bir zamanda onun ruhuna göndermek
üzere Kur'ân okumak, onun için hayırlar yapmak. sadaka vermek
gerekir.


Konular