Ziyaretin adabi
Ziyaretçi mezarlığa varınca yüzünü mezarlara
döndürerek Peygamberimizin dediği gibi şöyle selâm verir:
"Ey müminler ve müslümanlar diyarının ahalisi, sizlere
selâm olsun. İnşaallah, biz de sizlere
katılacağız. Allah'tan bize ve size âf yet dilerim"
(Müslim, Cenâiz, 104; İbn Mâce, Cenâiz, 36).
Hz. Âîşe'nin rivayetinde anlam aynı olduğu halde ifade
biraz farklıdır. Tirmizi'nin İbn Abbâs'tan rivayetinde
Resulullah bir defasında Medine mezarlığına
uğradı ve onlardan tarafa dönerek şöyle dedi:
"Ey kabirler ahâlisi, size selâm olsun! Allah bizi ve sizi mağfiret
eylesin. Sizler, bizden önce gittiniz, biz de sizin ardınızdan
(geleceğiz)" (Tirmizi, Cenâiz, 58, 59). Kişi,
tanıdığı bir kimseye kabrinin başından geçerken
selâm verirse, ölü selâmını alır ve onu tanır.
Tanımadığı bir kimsenin kabrinin yanından geçerken
selam verirse, ölü, selâmını alır (Gazzâli, İhyau
Ulûmi'd-din, IV, Ziyâretü'l-Kubur bahsi).
Kabir ziyareti sırasında mezarda namaz kılınmaz.
Kabirler asla mescid edinilmez. Kabre karşı da namaz kılmak
mekruhtur. Kabirlere mum dikmek ve yakmak caiz değildir (Müslim,
Cenâiz, 98; Ebû Dâvud, Salât, 24; Tirmizî, Salât, 236).
Boş yere para harcandığı için, ya da kabirlere
tazim için buralarda mum yakılmasını Hz. Peygamber
yasaklamıştır. Kabrin üzerine oturmak ve mezarları
çiğnemek mekruhtur (Müslim, Cenâiz, 33; Tirmizi, Cenâiz, 56).
Kabirde ziyaretle bağdaşmayan edep dışı ve
boş söz söylemekten, kibirlenip çalım satarak yürümekten
sakınmak ve mütevâzı bir durumda bulunmak gerekir (Nesâî,
Cenaiz, 100; Tirmizî, Cenaiz, 46). Kabirlere, küçük ve büyük abdest
bozmaktan sakınmak gerekir. (Nesaî, Cenâiz, 100; ibn Mâce,
Cenâiz, 46). Kabristanın yaş ot ve ağaçlarını
kesmek mekruhtur. Kabir yanında kurban kesmek Allah için kesilse
bile mekruhtur. Hele ölünün rızasını kazanmak ve
yardımım elde etmek için kesilmesi kesinlikle haramdır.
Bunun şirk olduğunu söyleyenler de vardır. Çünkü kurban
kesmek ibadettir; ibadet ise yalnız Allah'a mahsustur. Kabirler Kâbe
tavaf edilir gibi dolaşılıp tavaf edilmez. Ölülerden yardım
istemek ve bunun için mezar taslarına bez, mendil ve paçavra bağlamak
kişiye yarar sağlamaz. Bazı kabir ve türbelerin hastalıklara
şifalı geldiğine inanmak ve bunların taş, toprak
ve ağaçlarını kutsal saymak İslam'ın tevhit
inancı ile bağdaşmaz.
Diri veya ölü olsun salih kimseleri Allah'tan bir şey istemek için
aracı kılmaya "tevessül"* denilir. Kabirde kişinin
başkasına bizzat bir fayda vermeye veya bir zararı
gidermeye gücü yetmez. ibn Teymiyye ve taraftarlarına göre
Allah'tan bir şey isterken peygamber bile oka salih kulları
aracı kılmak haram, hatta şirktir. Çoğunluk İslâm
âlimlerine göre ise Allah'tan bir şey isterken salih zatları
aracı ve esile kılmak ve bunun için onların kabirlerini
ziyaret etmek caizdir. Meselâ "Hz Muhammed hakkı için, onun
hürmetine, ya Rabbi onunla sana dua ediyorum, şu isteğimi
yerine getir" demek duaların kabulüne vesile olur. Hanefi ve
Malikilere göre kabir ziyaretini cuma ve bunun iki yanındaki
perşembe ve cumartesi günleri yapmak daha faziletlidir. Şafiîler,
perşembe gününün ikindi vaktinden başlamak üzere cumartesi
sabahına kadar ziyaretin daha uygun olacağını söylemişlerdir.
Hanbeliler, ziyaret için belli bir gün tahsis etmenin doğru
olmadığını belirtmişlerdir. Sonuç olarak cuma
günü ziyaret daha faziletli ise de diğer günlerde ziyaret de
mümkün ve caizdir (Abdurrahman el-Ceziri, el-Fıkh ale'l-Mezâhibi'l-Erbea,
I, 540).