Fıkıh | Konular

Yemin keffareti

Mü'akide yemininin hangi türünden olursa olsun bozulması,
keffareti gerektirir. Normalde keffaret yemin bozulduktan sonra ödenir.
Yemin bozulduktan sonra ödenen kefaretin mûteber olduğu konusunda
ulema arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Ancak önce kefaretin ödenip
sonra yeminin bozulması durumunda bu kefaretin yeterli olup
olmayacağı tartışmalıdır. Hanefilere göre,
keffaret ister malla, ister oruçla ödensin mutlaka yemin bozulduktan
sonra ödenmelidir. Bozulmadan önce ödenmesi caiz değildir.
Şafiilere göre keffaret malla ödenecekse yemin bozulmadan önce de
ödenebilir. Hanbelî ve Mâlikîlere göre kefaretin ister malla ister
oruçla, yemin bozulmadan önce de sonra da ödenmesi caizdir.


Yemin edilmeden önce keffaret ödenip daha sonra yemin edilmesi ve
bozulması durumunda bu keffaret mûteber değildir. Bu konuda hiçbir
görüş ayrılığı yoktur (Kâsânî, a.g.e.,
III,18; Ibn Kudâme, a.g.e., XI, 223-226; Şevkânî, Neylü'l-Evtar
VIII, 268, 269; Necati Yeniel-Hüseyin Kayapınar, a.g.e., XII, 237,
138).


Yemin keffareti; gücü yeterse bir köle azad etmek veya on fakiri
sabahlı akşamlı doyurmak ya da on fakiri
alışılmış biçimde giydirmektir. Kişi bu
üçü arasında muhayyerdir. Ama bunlara gücü yetmezse,peşi
peşine üç gün oruç tutar. Orucun arası hayız dahil hiç
bir özür sebebiyle kesilmez, kesilmesi halinde yeniden başlanmalıdır.
Yemin kefaretinin gereği ve bu şekilde ödeneceği Kur'ân-ı
Kerîm'le sabittir. Ve âyet gayet nettir. (Bkz. Maide, 5/89). Onun için
konu ile ilgili görüş farklılığı yoktur.


Konular