Zaman asimini kesen özürler
Bazı özürler zaman aşımını keser. Süre bu
özrün kalktığı andan itibaren başlar. Mecelle'nin
1663'üncü maddesinde özürler şöyle belirlenmiştir: "Bu
konuda geçerli olan, yani davanın dinlenmesine engel olan zaman
aşımı ancak özürsüz olarak vâkî olan zaman aşımıdır.
Yoksa davacının vasisi bulunsun bulunmasın çocuk veya akıl
hastası yahut bunak olması veya yolculuk (seferilik) kadar
uzakta olan başka diyarda bulunması veya hasmının
üstünlük sağlayan birisi olması gibi şer'î özürlerden
birisiyle gelen zamana itibar olmaz. Bu nedenle zaman aşımının
başlangıcı özrün sona erdiği tarihten itibaren
olunur.
Iki yıllık zaman aşımı:
Islâm Devletinde, bir dava için arazı kanunu zeyli
gereğince boş kalır. Bu gibi yerler yeni gelen
muhacırlere tahsis edilip, onlar tarafından ziraat ve kendine
ait binalar yaptırırlar. Işte bu davalar özürsüz olarak
iki yıl geçince "zaman aşımı"na uğrar.
Bir yıllık zaman aşımı:
Şüf'a hakkı bir ay takip edilmeyince düşer.
Mecelle'nin 1034'üncü maddesinde şöyle denir: "Şüf'a
hakkını tesbit ve buna şahit tuttuktan sonra şüf'a
hakkı sahibinin eğer başka bir beldede bulunmak gibi bir
şer'î özrü yok iken, husûmet talebi bir ay gecikirse şüf'a
hakkı düşer."