Ihram
Hac dışında yapılması mübah olan bazı
şeyleri kendisine haram kılmak demektir. Hanefilere göre, ihram
haccın rüknü değil şartıdır. Bu da niyet ve
telbiye ile gerçekleşir. Hac veya umreye yahut her ikisine niyet
etmek ve Allah için telbiye getirerek ihrama girmekle hac ibadeti başlamış
olur.
İhrama girerken yapılması sünnet veya müstehap olan
fiillerin başlıcaları şunlardır:
1. Abdest veya boy abdesti almak. Temizlenmek için abdest veya boy
abdesti alınır. Hz. Peygamber ihram için boy abdesti almıştır
(ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III,17). Bu, temizlenmek için olup, taharet
(abdestlilik) için değildir. Bu yüzden, hayızlı ve
nifaslı kadınlar da bunu yaparlar. İbn Abbâs'ın merfû
olarak naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: "Nifaslı
ve hayızlı kadınlar boy abdesti alır, ihrama girer,
Beytullah'ı tavaf dışında, haccın bütün
menâsikini ifa ederler" (Tirmizî, Hac, 98; Ahmed b. Hanbel, I, 364;
Ebû Dâvûd, Menâsik, 9). Diğer yandan Hz. Peygamber (s.a.s), Esmâ
binti Umeys'e nifaslı (lohusa) iken boy abdesti almasını
emir buyurmuştur (Müslim, Hac, 109, 110).
İhrama girecek kimsenin tırnaklarını kesmesi,
tıraş olup, bıyıklarını
kısaltması, koltuk altlarını ve edep yerini
tıraş etmesi müstehaptır..
2. Erkekler, dikişli elbiselerini çıkarır ve birisi göbekten
aşağısını örtmek, diğerini omuzuna almak
üzere iki temiz ve yeni peştemela bürünür. Başı açık,
ayakları çıplak olup, terlik veya nalın giyebilir. Hadiste
şöyle buyurulur: "Sizden biriniz, bir izâr (alt peştemal),
bir ridâ (üst peştemal) ve iki nalınla ihrama girsin.
Nalın bulamazsa, mest giysin, mestlerin topuklarından
aşağısını ayırsın"
(eş-Şevkânî, a.g.e, IV, 305). İbn Abbâs rivayetinde
"topuklardan aşağısını ayırma"
ifadesi yoktur (Buhârî, Hac, 21; Müslim; Hac, 1-3; Dârimî, Menâsik,
31; Tirmizî, Hac, 19; Ahmed b. Hanbel, I, 215, 221, 228, 279, II, 3, 4,
8, 34, 47).
İhrama giren kadınlar, elbiselerini çıkarmazlar
başlarını ve ayaklarını açık
bulundurmazlar. Yalnız yüzleri açık bulunur, telbiye ederken
seslerini yükseltmezler.
3. Çoğunluğa göre, ihramdan önce bedenini kokulamak
caizdir. Hanefî ve Hanbelîlere göre, elbiseyi kokulamak caiz değildir.
Şâfiîler elbise konusunda da aksi görüştedir. Delil, Hz. Âişe'den
nakledilen şu hadistir: "Ben Nebî (s.a.s)'i, ihrama girerken
bulabildiğim en güzel koku ile kokuluyordum"(Buhârî, Hac,18,
Libâs, 79, 81; Müslim, Hac, 37; Dârimî, Menâsik, 10; Tirmizî, Hac,
77). Buna göre, kokunun eserinin ihramdan sonra devam etmesinde bir sakınca
yoktur. Ancak artık ihram süresince yeniden kokulanmak, hatta kokulu
sabun kullanmak caiz görülmemiştir.
4. İhram namazı. Boy abdesti veya abdest alındıktan
ve ihramdan önce; ittifakla iki rekat ihram namazı
kılınır. Delil şu hadistir: "Nebî (s.a.s)
Zülhuleyfe'de iki rekât namaz kıldı, sonra ihrama girdi"
(ez-Zeylaî, age, III, 30 vd.). Bu namazın birinci rekâtında Kâfirûn,
ikinci rekâtında ise İhlâs suresini okumak sünnettir.
Mâlikî ve Hanbelîlere göre, ihrama farz namazın arkasından
girilir. Çünkü İbn Abbâs (r.a)'tan, Resulullah'ın böyle
yaptığı nakledilmiştir.
5. Telbiye. Hanefîlere göre, ihram namazından sonra telbiye
getirilir. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmıştır. Efdal
olan da budur. Vasıtaya bindikten sonra telbiye getirip, sonra niyet
edilebilir (ez-Zeylaî, age, III, 21). Telbiye şudur:
"Lebbeyke Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke Lâ şerîke Leke
Lebbeyk. Inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülke, Lâ şerîke
leke" (Buharî, Hac, 26, Libâs, 69; Müslim, Hac,147, 269, 271;
Dârimî. Menâsik, 22, Tirmizî, Hac, 97).
Hanefilere göre bir kimse mikatta niyet ederek telbiye getirince
ihrama girmiş olur. Telbiye, yolda, iniş çıkışlarda,
yol arkadaşlarıyla karşılaşmalarda
namazların ardından tekrarlanır ve zaman zaman ses yükseltilir.
Telbiye, Mâlikîler dışında çoğunluğa göre,
Kurban bayramı günü Akabe cemresine ilk taşın
atılmasıyla kesilir. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmıştır
(Nesâî, Menâsik, 229, İbn Mâce, Menâsik, 69; Ebû Dâvud,
Menâsîk, 27, 28; Tirmizî, Hac, 78, 79). Ancak taşlamadan önce tıraş
olunursa, telbiye kesilir. Umre yapan ise tavafa başlamakla telbiyeyi
keser.