Istimna (masturbasyon)
"Istimnâ" Arapça'da, "istihâ bi'l-yed" ve
"hadhada" olarak da bilinen masturbasyon, genellikle fıtrata,
yani genel olarak insanın yaratılışına, özel
olarak da organlarının yaratılış gaye ve görevlerine
ters görülmüş ve Islâm bir "fıtrat" dini
olduğu, bu da fıtrata uymadığı için zaruret
(zorunluluk hali) olmadıkça haram, ya da en, azından mekruh görülmüştür.
Fıtratı daha iyi anlamak için şöyle bir örnek
verebiliriz: Çivi, tahtaları birbirine tutturmak için yapılmıştır.
Öyleyse onunla şiş kebabı yapılmaya
kalkılırsa insanın eli yanar, kebap da iyi olmaz. Bu,
işin fıtrat tarafıdır. Diğer yönden bir âyet-i
kerîmede, irzlarını koruyanlar övüldükten sonra: "...eşleri
ve câriyeleri müstesna. Onlarla olacak ilişkiden dolayı
kınanmazlar. Işte bunun ötesine geçenler, haddi aşanlardır..."
(K.K. el-Mü'minûn 23/5-7) buyurulur. Çoğu müfessirler,
"bunun ötesine geçenler"e, eliyle istimna yâpanlar da girer,
öyleyse onlar da haddi aşmış (haram işlemiş)
olur, demişlerdir. (Örnek olarak bk. Kurtubî XII/105-106; Ibn
Kesîr V/458; AIûsî XVNI/10-11) Ancak Alûsî, Cumhura (çoğunluğa)
göre istimna âdet haline getirilmişse (cinsel sapma halini
almışsa) bu âyetin kapsamına gireceğini, aksi halde
girmeyeceğini söyler. (Alûsî, agk.)
Bir hadîste: "elini nikâhlayan met'undur" (Mahlüf,
Fetâvâ I/117: (Ancak mûracaat edebildiğim sahîh hadîs kitaplarında
bu hadisi bulamadım. Bu hadisî AIûsî, "meşâyihin
rivayeti" diye nakleder. bk. 16\11) Saîd b. Cübeyr'in rivayet ettiği
bir hadiste: "Zekerleriyle oynayan bir ümmete Allah azab etmiştir"
Atâ'nin bir rivayetinde: "Elleri hamile olarak hasredilecek bir
kavim duydum. Bunların elleriyle istimna yapanlar olduğunu
sanıyorum" demiştir.
Ayrıca Allah (c.c.), evlenme imkânı bulamayanların, imkân
buluncaya kadar iffetlerini korumalarını emretmiş (K.K.
en-Nûr 24/33) böyle bir yöntem uygulasınlar dememiştir. Rasûlüllah
Efendimiz de: "Gençler! Imkân bulanlarınız evlensin,
çünkü bu, gözü ve iffeti daha iyi korur. Bunu yapamayan oruç tutsun
çünkü orucûn bunu sağlayacak bir kamçısı
vardır." (Buharî, savm 10, nikah 2,3; Müslim, nikâh 1,3)
buyurmuş ve bekârlara çare olarak orucu göstermiştir.
Eğer istimna mübah olsaydı, çare olârak o gösterilirdi.
Çünkü o daha kolay bir yoldur, denmiştir. (Mahlûf, age I/117)
Ancak gerek sözkonusu âyetlerin istimnayı açıkça
zikretmedikleri, gerekse bu konudaki hadislerin bir kısmının
zayıf oluşu sebebiyle, çoğunluğun haram görmesine
karşılık, istimnayı mahzursuz gören âlimler de vardır.
Meselâ Ahmed b. Hanbel bunu, tıpkı kan aldırmaya
benzetmiş ve ihtiyaç duyulduğunda, vücuttaki fazlalıkları
dışarı atmaktan ibaret olduğu için câiz olduğunu
söylemiştir. (AIûsî XVNI/10: Burada AIûsî, Ahmed b. Hanbel'i o
bu görüşünü, Cumhurun haram olduğu kanaatini verdikten sonra
verir. Ama mahlûf HanbeIî fıkıh kitaplarında buna
rastlayamadığını söyler, bk. Fet8v8 I/118:
ibnü'I-Hümâm da "haramdır, çünkü genellikle şehvet için
yapılır, ancak umarım ki, cezası yoktur" der. bk.
AIûsî agk.) Hanefîlerce genel olarak haram görülmüş, ancak;
kişi bekârsa, ya da hanımından uzakta ise ve de
şehvet kafasını aşırı meşgul ediyorsa,
ya da zinaya düşme endişesi varsa ve bunu kendini teskin için
yaparsa günah olmayacağı umulur. Ama zevklenmek ve
şehvetlenmek için yaparsa günâhkardır, denmiştir. (ibn
Âbidîn N/160: Mezühib-i erba'a'da: "Bazı Hanefi ve Hanbelîlerin,
zinaya düşme korkusuyla caiz görmeleri zayıf bir görüştür"
denir. bk. V/152; Mâlikiler de cevazı için iki şartı
öngörürler: 1. Zinaya düşme korkusu, 2. Evlenmeye güç
yetirememe. bk. Kardüvî, el-Helâl ve'I-harâm 165) Imam-i Şâfî
önceki görüşünde (kadîm) câiz olduğunu söylerken, sonraki
görüşünde (cedîd) haram olduğu kanaatına
varmıştır. (Bu konuda geniş bilgi için bk. Zuhaylît
VI/25) Mesele Rasûlullah'ın amcaoğlu Ibn Abbas'a
sorulduğunda: "Zina yapmaktansa bu iyidir" (Sa'rânî,
Kesf) cevabını vermiştir. Bütün bunlara göre; istimna
genellikle hoş görülmemiş, fıtrata (normal
yaratılışın gereğine) zıt bir eylem kabul
edilmiş, cinsel sapma halini alması, psikolojik hastalık
oluşturması gibi olumsuz yönleri hesaba katılarak, haram,
ya da mekruhtur denmiştir. Ancak daha büyük zararlara düsme endişesi
olduğu yerde; "iki zarardan başka alternatif yoksa, küçük
olan zarar tercih edilir", "zaruretler haram şeyleri mubah
kılar" kurallarınca yapılması câiz görülmüş,
hattâ zina endişesi kesin ise, vacip bile olur denmiştir.
Alışkanlık oluşturması ve zevk için yapılması
ise ittifakla haramdır. Hanımının eli vs. azaları
ile yapılması ise her halûkârda câizdir, helâldir.