Izale-i süyu (ortakligi sona erdirme )
Birden çok gerçek veya tüzel kişiler arasında ortak olan
bir şeydeki ortaklığı giderme anlamında bir
İslâm hukuku terimi.
Bir mal üzerindeki ortaklık, bu malı ya ortaklar
arasında taksim ederek veya taksim mümkün olmazsa satışı
yoluna gidilerek sona erdirilebilir.
Hanefîlere göre taksim cebrî ve rızâî olmak üzere ikiye
ayrılır. Cebrî taksim; ortaklardan birisinin isteği
üzerine hâkimin kur'a çekerek veya başka bir yolla ortak
malı taksim etmesidir. Rızâî taksim; ortakların
karşılıklı rıza ile yaptıkları
taksimdir. Bu, diğer akitler gibi bir akit sayılır ve
"taksim akdi" adını alır. Cebrî taksime
"kazaen taksim" de denir. Bunlardan her biri ikiye ayrılır:
1) Müşterek mülkiyete çevirerek taksim (tefrik veya fert
taksimi). İştirak halinde ortak olan bir malın,
ortakların hisselerine göre taksim edilip, her cüz'ünde şâyi
olan hisselerin, birer kısımda belirli hâle gelmesidir. Yarı
yarıya ortak olan bir arsanın ikiye taksimi; iki veya üç kişi
arasında ortak olan büyük bir evin, bunlardan herbirine ikide bir
veya üçte bir kısmını vererek, mülklerini belirleme
gibi. Bu, ölçü, tartı, ve standart olup sayıyla
alınıp satılan ortak mallarda söz konusu olabilir
(el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi', VII, 19, 22; İbn Âbidîn,
Reddü'l-Muhtâr, V, 184).
2) Toplayıp hisselere bölme (cem' taksimi). Aynı cins
ortak mallar toplanarak, ortakların hisselerine göre kısımlara
bölünür. Üç kişi arasında ortak olan otuz koyunun onar
onar üçe taksimi gibi...
Bu, yalnız mislî mallarda caiz olur. Cinsleri farklı olan
mallar bu şekilde taksim edilemez.
Karşılıklı rızaya dayanan taksimin
şartları şunlardır:
a) Taksim yapacakların ehliyetli olması. Akıl
yeterlidir. Bu nedenle akıl hastalan ve gayri mümeyyiz çocuklar
mal taksimine ehil değildirler. Ancak mümeyyiz çocuk bu tasarrufu
velisinin izniyle yapabilir.
b) Mülk veya velî olma. Taksimi ancak malın sahipleri veya
bunların ehil olmaması hâlinde velileri yapabilir.
c) Ortak veya vekillerinin hazır bulunması. Rızaen
taksimde, bir ortağın gıyabıda diğerleri taksim
yapsa, bu geçerli olmaz. Ancak böyle bir taksimi hâkim yapmışsa
geçerlidir.
d) Ortakların rızası, Rıza olmazsa taksim geçerli
bulunmaz. Meselâ mirasçılar arasında vasisi olmayan küçük
bir çocuk veya gaib (kayıp kimse) olsa; diğerleri mirası
taksim etseler, bu geçersiz olur. Çünkü burada taksim, satım
akdi gibidir (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 19, 22, 24; İbn Âbidîn,
a.g.e., V, 180).
Kazaen (Mahkeme kararıyla) taksimin şartları:
l) Ortaklardan birisinin veya hepsinin hâkimden taksim talebinde
bulunması. Prensip olarak, talep olmaksızın ortak mal
taksim edilemez. Çünkü bu, başkalarının malında
tasarruf olur ve şer'an sakıncalıdır. Bir ortak
taksimi ister, diğeri istemezse; mal bölünebilir cinstense,
ortaklar arasında kazâen taksim edilir. Zararı gidermek için
bu gereklidir. Mal bölünebilir nitelikte değilse, ortak maldan
sırayla yararlanmalarına veya gelirinin
paylaşılmasına hüküm verilir.
2) Taksimin zararlı olmaması. Bu, müşterek mülkiyete
çevirerek taksimde söz konusu olur.
Ortak mal, kitap, küçük ev, değirmen, yakut gibi bölünemeyen
veya bölündüğü taktirde yararlanılır olmaktan çıkacaksa,
bunlarda kazaen taksim yoluna gidilmez. Sırayla yararlanma veya
gelirini paylaşma (muhâyee) kararı verilir; yahut da, bu gibi
bölünemeyen ortak mallar mahkemece satılarak parası
ortaklara payları oranında taksim edilir (el-Kâsânî,
a.g.e., VII, 22, 27; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 115 vd.; Ö.
Nasuhi Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhıyye Kamusu,
İstanbul 1970, VII, 137, 152).
İşte ortak bir mal ister rızaen, ister kazaen taksim
edilmiş olsun veya taksime elverişli değilse
satılarak parası bölüştürülmüş bulunsun bütün
bu durumlarda maldaki ortaklık (şüyû) giderilmiş olur.