Kur'an-i kerim'i yazdirip güzelligini göstermek için renkli olarak bastirmakta
Şöyle ki:
Hazret-i Peygamber Aleyhissalatu vesselamın
yazdırdığı Kur'an-ı Kerim ile Hazret-i
Osman'ın (ra) yazdırdığı ve İslam
ülkelerine numune olarak gönderdiği Kur'an-ı Kerim'ler sade
olup nokta, hareke, şedde, cezim ve med gibi işaretlerden hali
idiler. O zamanda müslümanların doğru olarak Kur'an-ı
Kerim'i okuyuşları iki şeye dayanırdı:
1- Selika ve fıtratları.
2- Peygamber Aliyhessalatu Vesselam ve sahabelerin
ağızlarından doğru olarak telakki etmeleri ile idi.
O zamanda yazılan yazının kendisine has bir imla ve usulü
vardı, ona uygun olarak Kur'an-ı Kerim'ler
yazılmıştı. Okunması gereken bazı harfler
yazılmadığı gibi, okunmayan bazı harfler de
yazılıyordu. Nokta hareke ve işaretlerden hali olan bu
tip yazının yanlış okunmasına yol açtığından
müslümanları epey düşündürüyordu. Nihayet bir gün
Hazret-i Ali'nin (ra) tilmizi Ebu'l-Esved-i Düveli birisinin
"innellahe beriun minel müşrikiyne ve Resuluhu? ayetindeki
"Resul? kelimesini yanlış olarak kesre ile
okuduğunu işitti. Ve bundan çok üzüldü, bunun üzerine
mahir bir hattat çağırıp kendisine: "Sana
okuyacağım şekilde Kur'an-ı Kerim'i yaz,
ağzımı açtığım zaman harfin üstüne, ağzımı
kapadığım zaman da harfin önüne, ağzımı
aşağıya doğru çektiğim zaman da harfin
altına birer altına birer nokta koy? dedi. Ve böylelikle
ilk harekeleme usulü ortaya çıkmış oldu. Bu mes'ele
hicretin 59. tarihine rastlar.
Ama bu işaretler kafi gelmediği, noktalı ile
nokrasız harfler birbirinden ayrılmadığı için
yine hatalar ve yanlışlar devam ediyordu, bunun üzerine Haccac-ı
Zalim bu yanlışlara son vermek için hattat ve katiblerden buna
bir çare aranmasını istedi. Ebu'l-Esved-i Düveli'nin
talebelerinden olan Nasır bin Asım huruf-u mühmele ile mücemi
birbirinden ayıran noktalama usulünü buldu. Böylelikle Kur'an-ı
Kerim'e büyük hizmet yapıldı. Ama şüphesiz ki noktalama
ve harekeleme meselesini en güzel hale sokan hicretin 175 tarihinde vefat
eden Sibeveyhi'nin üstadı El-Halil bin Ahmed'tir. Bu hususta ilk
eseri yazan da o oldu. Demek oluyor ki, noktalama ve hareke işleri
Peygamber Aleyhissalatu Vesselam zamanında yoktu ve bunların
sayesinde Kur'an-ı Kerim'in güzelce okunmasına vesile
olunduğundan bu usul bütün müslümanların takdirini
kazandı. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in sureleri arasında ve
surelerin başında surenin ismini çerçeveleyen tezhib, tezyin,
nakışlar ve Fatiha ile Bakara suresinin baş
tarafını içine alan tezhiblerde sonradan icad edilmişti,
ama Kur'an-ı Kerim'e bir ilave sayılmadığı için
bütün ümmet bunu benimsemişti.
Netice:
Yukarıda kısa olarak beyan edilen bu tarihi vakalardan
anlaşıyorki, Esma'yı ilahiyenin bir zorlama
olmaksızın bir hizaya gelmesini sağlayacak tarzda
Kur'an-ı Kerim'i yazdırmak ve bu güzel tevafukun göze çarpması
için renkli olarak o yüce Esma-yı ilahiyeyi bastırmakta dini
bir sakınca yoktur. Eskiden de müzelerde bazı Esma-yı
ilahiyenin renkli olarak yazıldığına
rastlanmaktadır. Ve zamanın meşihat-ı İslamiyesi
bu çeşit yazılarla müdahale etmemiştir.